Seni buraya getirdiklerinde karı gibi ağlıyordun. | Open Subtitles | عندما أتوا بك هنا وإحتجزوك كنت تبكي كالمرأة |
Seni buraya getirmek Julian'ın fikriydi. Bizi büyük bir riske soktu. | Open Subtitles | كانت فكرة جوليان أن نأتي بك هنا لقد خاطرت كثيرا |
Barda seninle karşılaşması, Seni buraya kadar izlemesi, söylediğin şeyleri dinlemesi - hepsi bir tuzaktı, değil mi? | Open Subtitles | بدءا من البار للحاق بك هنا وسماع ما تقولينه كل هذا كان معدّا له أليس كذلك ؟ |
Eğer ben Seni burada tutmasam, senin için halkının yanına dönmeyi seçebilirsin. | Open Subtitles | لا استطيع ان احتفظ بك هنا بارادتي ربما سيكون افضل لك اذا عدت |
Noel Baban burada. Sana bir şey getirdim. - Ne? | Open Subtitles | سانتا الخاص بك هنا, أحضرت لك شيئا ماذا؟ |
Burada istenmiyorsun. Ama o benim de çocuklarımın babası ! | Open Subtitles | لست مرحباً بك هنا لقد كان والد أبنائي أيضاً |
Toplumumuzun verimli bir üyesi olacaksanız Sizi buraya mümkün olabildiğince çabuk getirelim ama yasalara uygun şekilde yapalım. | TED | فإن كان وجودك في مجتمعنا ذا جدوى فلنأتِ بك هنا في أسرع وقت ولكن بطريقة شرعية، |
Zavallı küçük Seamus neden Seni buraya getirdi dedektif? | Open Subtitles | الآن , لماذا أنت تجعل المسكين الصغير شيموس يأتي بك هنا , أيها المحقق ؟ |
Hayatının hiç bir anında, kilise mezarlığına gömülmeye layık bulunmadın, sonra da Seni buraya atıp gittiler. | Open Subtitles | كل يوم من حياتك حتى اصبحت لا تصلح للدفن في الكنيسة فالقوا بك هنا في القذارة |
Bugün Seni buraya getiren konu nedir? | Open Subtitles | ما الأمر الذي أتى بك هنا اليوم؟ |
Doğru, Seni buraya getiren gerçekten Roseanna'nın hastalığı. | Open Subtitles | انه بالتأكيد مرض روزانا الذي أتى بك هنا , |
- Seni buraya kim çağırdı çocuk? - Ben değil Dell! | Open Subtitles | مالذي اتى بك هنا ايتها الطفله- لَيسَ انا, ديل، أنا لَمْ افعل شياءً- |
Seni buraya çağırdığım için özür dilerim, Marvan. Fakat başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | متأسف أنتي اتصلت بك هنا يا (مروان) ولكن لم يكن لدي بديل |
Annenle birlikte Seni buraya getirdiğimiz zamanları hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكّر عندما جئنا بك هنا أنا وأمّك |
Seni burada yakalarlarsa takımdaki yerini kaybedersin. | Open Subtitles | إذا أمسكوا بك هنا سوف تخسر موقعك في الفريق |
Derhal buradan gitmelisiniz. Seni burada görmek istemiyoruz Avatar. | Open Subtitles | أقترح أن تذهب ، لست مرحباً بك هنا يا آفاتار |
Ama günün birinde, dünyanın sana benden daha çok ihtiyacı olacak ve bu yüzden Seni burada tutan kişi olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكن يوما ما سيحتاجك العالم أكثر مني ولا أريد أن أكون من يمسك بك هنا |
Burada sana iyi baktıklarından emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد أنهم يهتمون بك هنا |
Hemen buradan çıkmanı istiyorum! Burada istenmiyorsun! | Open Subtitles | أريدك أن تخرج من هنا حالاً ليس مرحب بك هنا |
Sizi buraya çağırdım çünkü ödüllü şov köpeğimle tanışmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أتصلتُ بك هنا ، لأنني أريد أن تقابل جائزتي في عرض الكلاب |
Sadece söylüyorum, karın aşağıda, ve Sana burada ben bakıyorum. | Open Subtitles | ،ما اقوله هو زوجتك في الأسفل، وأنا أعتني بك هنا في الأعلى |
Seni buralara ne getirdi, dostum? | Open Subtitles | مالذي أتى بك هنا ياصديقي |
Biraz dolaşıp, Seninle burada buluşsak olmaz mı? | Open Subtitles | ألا يمكننا التجوّل بالمكان ثم الالتقاء بك هنا لاحقاً؟ |
Her zaman buraya gelebilirsin. Her zaman çalıyoruz burada. | Open Subtitles | على كل أنت مرحب بك هنا في أي وقت هل تعرف نحن نعزف هنا طوال الوقت |