- Bilmiyorum. Ama bence tehdit henüz sona ermedi ve başkan güvende değil. | Open Subtitles | صلب المسألة هي أن هذا التهديد لم ينتهي ولا أعتقد أن الرئيسة بمأمن |
Bu bir egzersiz, çünkü dışarıda dünyadasın. Ama, burada güvende, emin ellerdesin. | Open Subtitles | هو تمرين,لأنه انت الآن في الخارج في العالم لكنكِ هنا ,بمأمن وحماية |
Tanık koruma programında da güvende değilim ama en azından evden iyidir. | Open Subtitles | لست بمأمن في برنامج حماية الشهود أيضاً، لكنّي أفضّل تجربة حظوظي هناك. |
Sana bir pasaport bulacağım. O zamana kadar burada güvendesin. | Open Subtitles | سأجلب لك جواز السّفر، حتّى ذلك الحين ستكون بمأمن هنا |
Eğer kasabaya eli boş dönersek yaşamak için güvenli bir yer aramak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | الآن، سلّموا بهذا كحقيقة لقد اشترى مؤناً من المدينة وأعتقد أن ذلك يحدد وجهته إلى مكان ما لأنه يريد أن يظل بمأمن ٍ. |
Bak, David nerede olduğumuzu bilmiyor o yüzden güvendeyiz. | Open Subtitles | لأعرف لو كان التهديد حقيقي .. انظر . انها بمأمن |
Yaptıklarını ve arkadaşlarını kontrol etmek istedim, çünkü güvende olmanı istiyordum. | Open Subtitles | لذا حاولت التحكّم بما تفعلين وبمن ترين لأنني أردت إبقاءكِ بمأمن |
Ben sadece onun mutlu ve güvende olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | جيما محقة , أريد فقط أن أتأكد أنه سعيد و بمأمن |
Buradayken güvende olduğuna ikna etmeye çalıştım onu ama aynı safta olduğu kişileri karşı safta görmekte ısrar etti. | Open Subtitles | حاولتُ إقناعها بأنّها بمأمن هنا لكنّها لمْ تكفّ عن البحث عن أعداء في الوقت الذي هي فيه بين أصدقاء |
Şimdi, kazananlar güvende olduğunda suçlu olduğunu kabul edip şebeke polisine teslim olacaksın. | Open Subtitles | الآن، حالما يكون الفائزين بمأمن سوف تقر بذنبك وتسلم نفسك إلى شرطة الشبكة |
Şimdi, kazananlar güvende olduğunda suçlu olduğunu kabul edip şebeke polisine teslim olacaksın. | Open Subtitles | الآن، حالما يكون الفائزين بمأمن سوف تقر بذنبك وتسلم نفسك إلى شرطة الشبكة |
Fakat bu sizi güvende tutmaz çünkü sadece internete bağlanarak ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz. | TED | لكن هذا لن يبقيك بمأمن من الخطر، لأنه ببساطة عندما تتصل بالشبكة، سوف توضع في موقف صعب جدًا "خذ أو أترك". |
Henüz güvende değilim. Eyaletten çıkana kadar da olmam. | Open Subtitles | أنا لست بمأمن حتى الان حتى اخرج من الولايه |
Ama oteldeki raporların güvende olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لكنني أفترض بأنك تحتفظ بالأوراق في الفندق بمأمن |
Sen de güvende değilsin. O adamları Angel'ın öldürmediğini biliyorlar. | Open Subtitles | ولكنكِ لستِ بمأمن أيضاً، فهم يعرفون أن أنجل لم يقتل كل هؤلاء الرجال |
Beni PJ'nin başkan vekili yaptılar. Korkacak bir şeyin yok. güvendesin. | Open Subtitles | لقد أعطوني صلاحيات الرئيس أنت بمأمن, لا يجب عليك أن تخاف |
Mutlu olacağım, çünkü saygıdeğersen eğer, güvendesin demektir. | Open Subtitles | سأكون سعيدة لأنه عندما تكون لائقا فأنت بمأمن |
Dinle, burada güvendeyim ve ben buradayken, sen de güvendesin. | Open Subtitles | أنصت، أنا بمأمن هنا، وما دمتُ هنا فأنت بمأمن أيضاً. كلا. |
Her şeye güvenli mesafeden gülmenin kolay olduğu... Ukala Ülkesi'nde. | Open Subtitles | الذى يسهل لديه الضحك على كل شيء لأنه بمأمن فى أرض الذكاء |
Ürkütücü ama anlaşılan öyle. Burada güvendeyiz sanırım. | Open Subtitles | رهيب، لكنْ هكذا يبدو وأعتقد أنّنا بمأمن هنا |
Pekala, şimdi biraz uyuyun. Hepiniz! Gece, burada emniyette olacaksınız. | Open Subtitles | حسناً، والآن لتخلدوا إلى النومِ جميعاً ستكونون بمأمن هنا الليلة |
Patron sensin. Hanımlar, artık güvendesiniz. | Open Subtitles | سأترككم الآن، أيها السيدات لتكونوا بمأمن |
İki kişiler diye iki kat Güvendeler sanırlar. | Open Subtitles | إنهما يظنان أنهما بمأمن لأنهم إثنان |