| Onun için yeterince iyi miyim bilmiyorum ama senin olmadığına eminim. | Open Subtitles | انا لا اعرف إن كنت كفئآ لها بما يكفى ولكناعرفانكلست كذلك. |
| Evet, yeterince iyi bir pislik olamadığım için. Hadi. Gidelim. | Open Subtitles | نعم لانى لم اكن متسكعا بما يكفى هيا دعنا نذهب |
| Eğer kızın için yeterince iyi birisi olmadığımı düşünüyorsan üzgünüm. | Open Subtitles | آسف اذا كنت تعتقد أننى لست جيداً بما يكفى لإبنتك |
| Tüm planlarımıza erişme yetkisine sahip yeteri kadar kurnaz ve becerikli biri olmalı. | Open Subtitles | لابد ان يكون شخص مخادع وداهية بما يكفى ليقوم بالدخول الى كل خططنا |
| Ve eğer geri tepki varsa, şaşırmayacağıma dair beni yeterince iyi tanıyorsun. | Open Subtitles | وأنت تعرفنى جيداً بما يكفى كى لا تتفاجأ اذا حدثت أى آثار |
| Ne diyeceğimi bilmiyorum. Hiç birşey yeterince iyiymiş gibi görünmüyor. | Open Subtitles | لا أدرى ماذا سأقول لا شئ يبدوا جيد بما يكفى |
| Ana, oradan kalkar mısın? Zaten yeterince ağır. | Open Subtitles | أمى ، هلا نزلت عن الشاحنة إنها ثقيلة بما يكفى بالفعل |
| Ana, oradan kalkar mısın? Zaten yeterince ağır. | Open Subtitles | أمى ، هلا نزلت عن الشاحنة إنها ثقيلة بما يكفى بالفعل |
| yeterince iyi veya yeterince şanslı. Hadi, hadi. Alçak gönüllü olmaya gerek yok. | Open Subtitles | جيد بما يكفى, او محظوظ كفاية هيا, هيا, لا تواضع زائف |
| Kızınız bir serseri,bayım. Bu yeterince açıklayıcı değilse... | Open Subtitles | إن ابنتك مومس يا سيدى ، إذا لم يكن هذا واضحاً بما يكفى ، يمكننى أن |
| Değer mi, yeterince kuvvetli miyiz? | Open Subtitles | هل يستحقون العناء و هل نحن أقوياء بما يكفى ؟ |
| Değer mi, yeterince kuvvetli miyiz? Değer mi? | Open Subtitles | هل يستحقون العناء و هل نحن أقوياء بما يكفى ؟ |
| Ama Ruslar tek başlarına faşizme karşı savaşın yükünü çektiğini ve batının yeterince etkili olmadığını zannediyorlardı. | Open Subtitles | لكن الأمر بدا للروس أنهم يحملون بمفردهم عبء الحـرب ضـد النظم الفاشيـه وأن الغرب لا يقوم بما يكفى |
| Mevzilere yerleştiler, kurtarıcıları yeterince yaklaştığında harekete hazırdılar. | Open Subtitles | لقد تمركزوا فى مواقعهم، مستعدين للتحرك عندما يقترب منقذيهم بما يكفى |
| -Beni yeterince boka batırdınız zaten. -Sadece, böyle devam et. | Open Subtitles | لا أعرف أى شىء لقد تورطت معك بما يكفى حتى الأن |
| Umalım ki Pepe yeterince yakıt koymuştur. | Open Subtitles | انا متأكده بأن بيبى قد عبائها بما يكفى من الوقود |
| Belki de İmparatorluk yeterince... | Open Subtitles | قد تكون الإمبراطورية .. كريمة بما يكفى لأن |
| Bu yeteri kadar iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيدا بما يكفى ربما هذا ما سيحدث الفارق |
| Sanırsam bu sabah için yeteri kadar şarkı söyledim. | Open Subtitles | أعتقد أننى قد غنيت لكم بما يكفى فى صباح أحد الأيام |
| Zaman hız limitini korumaya yetecek kadar her zaman yavaşlayacaktır. | Open Subtitles | الزمن سيتباطأ دائماً فقط بما يكفى لحماية الحد الأقصى للسرعة |
| Dünya dinlerini tartışmak açısından yeterli olduğumu sanmıyorum ama sana bazı kaynaklar sunabilirim. | Open Subtitles | لست مؤهلة بما يكفى لمناقشة كافة الديانات لكن يمكننى إتاحة قواعد بياناتنا لك |
| Ne oldu? Yerini tespit edecek kadar uzun konuşmasını sağlayamıyorum telefonda. | Open Subtitles | لا أستطيع إبقائه على الخط فتره كبيره بما يكفى لتقتفى أثره |
| Nabzına bakacak kadar yaklaşmayacağım ama... - ...ölmüşe benziyor. | Open Subtitles | أنا لا أقترب بما يكفى لجس نبضه لكنه يبدو ميتاً |