ويكيبيديا

    "بما يكفي من" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yeteri kadar
        
    • için yeterince
        
    • için yeterli
        
    • yetecek kadar
        
    • susuzluktan öldürecek kadar uzun
        
    İliğim yeteri kadar kırmızı kan hücresi üretmiyor. Open Subtitles النخاع لا يمد الجسم بما يكفي من كرات الدم الحمراء
    Onu yoldan saptırmak için yeteri kadar yüksek verimli savaş başlıklarımız var, ama göktaşına zamanında varmasını sağlayacak ulaştırma sistemimiz yok. Open Subtitles عندنا محصول كبير بما يكفي من الرؤوس الحربية لحرفة لكن ليس لدينا نظام لإيصالة للكويكب في الوقت المناسب
    yeteri kadar drama ve kafa ütülenmesi yaşadım ve kadınlar harika. Open Subtitles مررت بما يكفي من الأحداث المحزنة والمشاكل، والنساء مجنونات جداً
    O raflar bütün bu yeri yıkmak için yeterince patlayıcıyla donatılmış. Open Subtitles تلك الحوامل مُفخخة بما يكفي من المُتفجرات لتدمير ذلك المبنى كله
    Bir gün için yeterince tehdit aldım. Open Subtitles لقد حظيتُ بما يكفي من التهديدات ليوم واحد
    Yani tuzak kurmak için yeterli vaktimiz yok. Open Subtitles بحيث لا يحضون بما يكفي من الوقت لإعداد فخ
    Kurtlar başarılı olursa tüm sürüye bir hafta yetecek kadar etleri olacak. Open Subtitles لو نجحت الذئاب فسيحظون بما يكفي من اللحم للمجموعة كلها لمدة أسبوع.
    Ayinlerden birinin, kurbanı... susuzluktan öldürecek kadar uzun sürdüğünü düşünüyoruz. Open Subtitles نحن نظن ان احدى عمليات طرد الارواح استمرت بما يكفي من ايام ليموت الضحية من التجفاف
    Bebeğim, bana söylediklerini düşünmeye başladım ve sanırım sorun, senin için yeteri kadar maceraperest olmayışım! Open Subtitles كنت أفكر فيما قلته لي من قبل يا حبيبي وأظن بأنني لست مغامرة بما يكفي من أجلك
    Bu yıl yeteri kadar eğlendim. Artık çekilme zamanım geldi. Open Subtitles فقد حظيتُ بما يكفي من مرحٍ في هذا العام، وآن أوان إنسحابي.
    Bir gün için yeteri kadar tehlikeye neden oldun. Open Subtitles لقد تسببت بما يكفي من المتاعب لهذا اليوم
    Burada yeteri kadar kalıp kalmadığımı düşünüyorum. Open Subtitles انا افكر، الم اكن هنا بما يكفي من الوقت ؟
    yeteri kadar baskı hissediyorsun. Open Subtitles تشعرين بما يكفي من الضغط في الوقت الراهن
    En azından bu işi bana vererek yeteri kadar kendini suçlu hissetti. Open Subtitles على الأقلّ، شعر بما يكفي من الذنب ليعطيني هذه الوظيفة
    Eminim ki, ben başına kakmasam da sen yeteri kadar suçlu hissediyorsundur. Open Subtitles أسمعي، أنا مُتأكّد أنّكِ تشعرين بالذنب بما يكفي من دون أنْ أزيد حملاً آخراً عليكِ.
    Ailecek yeteri kadar sıkıntı çektiniz zaten. Open Subtitles وقد مرت عائلتك بما يكفي من مشقة
    Bence o ineği yeteri kadar sağdık. Open Subtitles أعتقد إنا تعلمنا بما يكفي من ذلك " الثدي"
    Galiba ama onun için yeterince uğraşıyor muyuz? Open Subtitles أعتقد ذلك، لكن هل نقوم بما يكفي من أجله؟
    Bir gece için yeterince heyecan yaşadık. Open Subtitles أظنّكَ حظيتَ بما يكفي من الإثارة لليلة واحدة.
    Kimse senin abin için yeterince iyi olamazdı, değil mi? Open Subtitles لا أحد كان جيد بما يكفي من أجل أخيكِ، أليس كذلك ؟
    O şeyin ellerindeki kan bunları hak etmesi için yeterli, Open Subtitles ذلك الشيئ يداه ملطختان بما يكفي من الدماء كي يستحق هذا
    Sadece düşünün, gün için yeterli iyilik yaptınız. Open Subtitles فكري بالأمر ، لقد قمتِ بما يكفي من أفعال الخير اليوم
    Annem öldürüldüğünde bir hayat boyu yetecek kadar terapi aldım. Open Subtitles لقد حظيت بما يكفي من العلاج في السنوات الاخيره عندما قتلت والدتي
    Ayinlerden birinin, kurbanı... susuzluktan öldürecek kadar uzun sürdüğünü düşünüyoruz. Open Subtitles نحن نظن ان احدى عمليات طرد الارواح استمرت بما يكفي من ايام ليموت الضحية من التجفاف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد