Bir kez biraya gelince başka hiç birşeyle ilgilenmezler. | Open Subtitles | ، بمجرّد اجتماعهم لا يعودوا يهتمّون بأيّ شيء. |
Bir kez ısırdı mı, kurbanının yaşama şansı çok azdır. | Open Subtitles | بمجرّد أن يتمّ عضّها، فليس لفريستها أدنى فرصة. |
Bir kere sana bulaştı mı, ne kadar zamanın olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | بمجرّد أن تُصب بالمرض، لا توجد وسيلة لمعرفة كم لديك من الوقت |
Bir kere yollanan şey daima orada kalır. | Open Subtitles | بمجرّد أن تخرج منا هذه المعلومات فهي تخرج للأبد |
Şu an her neredeysen bize bir iyilik yap ve mesajımı alır almaz beni ara, tamam mı? | Open Subtitles | أينما كنتِ، أسدي لكلينا معروفاً وأتّصلي بي بمجرّد تلقّيكِ الرسالة، حسناً؟ |
İçeriye girip bu teklifi yaptığın anda adaleti yanıltmaktan suçlu oldun. | Open Subtitles | بمجرّد دخولك و عرضك لبنود الصفقة أصبحت مذنبة بتهمة تعطيل العدالة |
Çukur uçlu mermi kafatasına isabet ettiğinde, mantar şeklini alır. | Open Subtitles | بمجرّد أن تلامس الرّصاصة جوفاء الرّأس الجسد، فإنّها تتفتّح كالفطر |
Bir kez ismini söylediğimde, gerisi kendinden geldi. | Open Subtitles | بمجرّد أن عرفتُ اسمه الأوّلي فكلّ شيء تدفّق |
Ama bu aygıtı bir kez kullanırsan, bedenin frekanslarını değiştirmeye başlar. | Open Subtitles | ولكن بمجرّد إستخدامكَ للجهاز، فسيبدأ جسدكَ بتغيير التردّدات |
Bir kez otlar çiçek açıp tohum verdiğinde antilopların tercih ettiği sulu yapraklarını kaybeder. | Open Subtitles | بمجرّد أن يكوّن العشب أزهاراً وبذوراً فإنه يفقد الأوراق الخضراء الغضّة التي تفضّلها الثياتل |
Ama sonra sizlerin gözlerine baktığım zaman o kapıdan son kez çıktığım zaman hissettiklerimi de hatırladım. | Open Subtitles | لكن بمجرّد أن وقع ناظري عليكم أيها القوم |
Yani onunla bir kez konuştun sonrasında olayların merkezinden uzaklaştı. | Open Subtitles | لذا ، بمجرّد محادثة واحدة منكَ إليها، و خرجت من العمل بالدائرة الداخلية. |
Bir kere dava kapanırsa kapanmış demektir. | Open Subtitles | هو أننا لا نحبّ القيام بأعمال إضافيّة بمجرّد إغلاق القضيّة، فهي مغلقة |
Bir kere geçersen özel muamele görürsün. Bu yüzden herkes yerini korumaya çalışıyor. | Open Subtitles | بمجرّد أن تجتازه فتلاقي معاملة خاصّة، لذا الجميع يحاولون الحفاظ على موقعهم. |
Bir kere tadını alınca bundan geri dönüş yoktur. | Open Subtitles | بمجرّد أن تتذوّق ذلك، ما من عودة إلى الوراء. |
O kanepede yattığın an burası senin de evin oldu. | Open Subtitles | إنّكَ بمجرّد أن نمت على اريكتي، غدى هذا البيت بيتكَ أنتَ أيضاً. |
Operasyonu gizlilikten çıkarabildiğim an tüm ülkeye neler yaptığını anlatacağız. | Open Subtitles | بمجرّد أن أستطيع جعل العمليّة غير سريّة، سنخبرُ كامل الأمّة اللعينة عن الّذي فعلتهُ. |
Bu kapıdan girdiğin anda kişisel isteklerini arkanda bırakırsın. | Open Subtitles | رغباتكِ الشخصيّة تزول بمجرّد دخولكِ من ذلك الباب. |
Emri aldığımız anda üç bölgeyi basıp herkesi vagonlara tıkarız. | Open Subtitles | بمجرّد تلقي الأمر ، سنغلق المناطق الحرةالثلاثة... ونقبض على الجميع |
Olay yerinde iş biter bitmez, siz ikiniz havaalanına gidin. | Open Subtitles | -الأوغاد الأثرياء بمجرّد الإنتهاء من الموقع , توجها إلى المطار |
Bitirir bitirmez dışarı çık ve seni eve götüreceyim. | Open Subtitles | بمجرّد انتهائك ، اخرجي لي وسأقلّك للمنزل |
Geldigimizi duyar duymaz, başka bir yere saklanacak. | Open Subtitles | بمجرّد أن يسمع عن قدومنا سيختفي بمكان آخر. |