| Amcan Benjamin az önce burdaydı. Tanıdğım en iyi insanlardan biridir. | Open Subtitles | عمك بنجامين كان هنا و هو من أفضل الناس الذين عرفتهم |
| Bununla yüzleş, Benjamin. Hizmetçi tutmak senin uzmanlık alanın değil. | Open Subtitles | لنواجه الأمر يا بنجامين إستئجار مدبرة منزل ليست أحدى مواهبك |
| Benjamin ve geri kalanlar yaşayan en büyük yırtıcı hayvanı yakalamak üzereler. | Open Subtitles | بنجامين وبيقة الطاقم هم نحو الاضطلاع بالوحش الاكبر الذي عاش مُطلقا ً. |
| Eğitim bilimci Benjamin Bloom 1984’te, 3 farklı popülasyonu inceleyerek 2 sigma problemini ortaya attı. | TED | الباحث في التعليم بنجامين بلوم، عام 1984 وضع مسألة تسمى مسألة ال 2 سيغما، وهي ملاحظة من دراسة ثلاث عينات. |
| Benjamin Franklin' le bir gelişme olur, ve uçurtmasının kuyruğundan kaynaklanan bir elektrik kaçağı nedeniyle konvülsiyon geçirmenin eşiğine kadar gelir. | TED | حسنا، يأتى بعدها بنجامين فرانكلين، و يقترب من التشنج بنفسه عن طريق صعقة كهربائية من نهاية طائرته الورقية. |
| Benjamin Franklin ona her yemeğin patatesli olduğu bir ziyafet hazırlamasını tavsiye etti. | TED | نصحه بنجامين فرانكلين بإقامة مأدبة، حيث احتوى كل طبقٍ فيها على البطاطا. |
| Zaman paradır, Benjamin Franklinin söylediği gibi. | TED | الوقت المال ، كما قال بنجامين فرانكلين. |
| Aramızda halletmemiz gereken bir pul sorunu mu var, Benjamin? | Open Subtitles | هل لدينا مشكلة خاصة لنناقشها يا بنجامين ؟ |
| Otuz yıl sonrasında ise, Benjamin Franklin Rodriguez adında bir çocuk... sokak efsanesi olmak üzereydi. | Open Subtitles | وبعد ثلاثين عام, طفل يدعى بنجامين فرانكلين رودريجز أصبحت جارا له |
| Ve o Benjamin Guggenheim ve metresi Madam Aubert. | Open Subtitles | وذلك بنجامين جوجينهيم والسّيدة أوبيرت عشيقته |
| Tong-run'ın başında, bölgede tanınan bir iş adamı olan Benjamin Wong var. | Open Subtitles | والتي يعتقد أن رئيسها هو رجل الأعمال المحلي بنجامين وونغ |
| Bu savaşı kaybetmemiz an meselesi, Benjamin. | Open Subtitles | إننا على بعد أنفاس قليلة من خسارة الحرب يا بنجامين. |
| Benjamin, ne zaman ödeyebilirsen o zaman ödersin. | Open Subtitles | بنجامين لقد دفعت لى ما إستطع عندما إستطعت |
| Benjamin Martin'imiz var. Fransızlar'a ne yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | لدينا بنجامين مارتن, و نعلم ما فعله بالفرنسيين. |
| Benjamin Colerige Turner 1888'de vefat etmiş ama karısının ölüm tarihi yok. | Open Subtitles | بنجامين كولريج تيرنر، ماتَ في عام 1888م بالرغم من ذلك فلا يوجد تاريخ وفاة لزوجته |
| Benjamin Franklin Gates kendini; | Open Subtitles | بنجامين فرانكلين جيتس لقد أخذت على نفسك واجب |
| "Mezun"da Dustin Hoffman'ın karakteri Benjamin Braddock'tu. | Open Subtitles | شخصية دستن هوفمان فى الفيلم هي بنجامين برادوك |
| Don Haskins, Benjamin Lisesi Kızlar Takımı'nın koçu Miners'a zafer getirecek mi? | Open Subtitles | دون هاسكينز، المدرّب المعروف بالكاد لفريق مدرسة بنجامين العليا للبنات . هليكونقادرعلى رفع عمّالالمناجم إلى الإحترام؟ |
| Benjamin Frazier, Doğu Yakası'nda on altı lisanslı kulüp ve barı olan oldukça kaba bir adam. | Open Subtitles | بنجامين فرايزر رجل سوقي إلي حد ما والذى يمتلك 16 نادى وحانة مرخصين عبر الطرف الشرقى |
| Bahsi geçen kişinin kilise lideri Benjamin Cyrus olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | هو قائد الكنيسة بنجامين سايرس بنجامين سايرس ليس له سجل جنائي |
| Adım Benyamin oğlu Jesse izninle bugün seni tedavi etmek istiyorum. | Open Subtitles | أسمي (جيسي بين بنجامين)، أطلب .منك الأذن، لأني أود مُعالجتك اليوم |