Benim bağımlılığım, eminim daha önce de duyduğunuz birçok hikâyeyi oldukça yansıtıyor. | TED | وإدماني حاكى الكثير من القصص التي بالتأكيد قد سمعتم بها من قبل. |
daha önce yapmadığım bir çeşit iş oldu benim için. | Open Subtitles | لم يكن من نوع الأعمال التي قمت بها من قبل |
daha önce hiç hissetmediğim bir güç hissettim. Gökte dans etmesini sağladım. | Open Subtitles | شعرت بقوة لم اشعر بها من قبل لقد جعلتها ترقص في السماء. |
Sadece, daha önce hiç duymadığım bir şey hakkında sohbet etmek istedi. | Open Subtitles | لقد كانت تُريد الدردشة فقط حول أمورٍ لم أسمع بها من قبل |
Tanrım, kör randevuların hiç birinde böyle bir şey yaşamamıştım. | Open Subtitles | يا الهي، أنا لم التقي بها من قبل. كان موعد عشوائي. |
Dağların ötesinde, vadinin derinliklerinde daha önce hiç hissetmediğim, büyük bir güç hissettim. | Open Subtitles | وراء الجبال، عميقا في الوادي شعرت بقوة عظيمة لم أشعر بها من قبل |
Çok basit, ancak çok parlak şu fikirlerden bir tanesi, neden daha önce düşünülmediğine şaşarsınız. | TED | انها واحدة من هذه الأفكار التي في غاية البساطة ، ومع ذلك رائعة، تجعلك تتساءل لماذا لم نقم بها من قبل. |
Hayatınızı kurtarmak için koşarken daha önce geçtiğiniz 5 çıkışı olan bir yol ayrımına geldiniz; bu yollardan biri mihraba, diğeri de çıkışa gidiyor. | TED | هربتم بحياتكم وصلتم إلى غرفة مررتم بها من قبل مع خمسة مداخل تتضمن مدخل يؤدي للهيكل والآخرللعودة للخارج |
daha önce yapmadığım bir şekilde skalayı kavramak istedim. | TED | أردت فهم السلم بطريقة لم أفهمه بها من قبل. |
Twitter'a girerim, daha önce hiç duymadığım bütün yabancı kelimeler vardır: FIFA, vuvuzela, ahtapotla ilgili garip espriler. | TED | أذهب لتويتر، وأجد كل هذه الكلمات الغريبة التي لم أسمع بها من قبل: الفيفا، الفوفوزيلا، نكات غريبة عن الأخابيط. |
Beni arabasına alana kadar daha önce hiç buluşmamıştık. | Open Subtitles | إننى لم ألتق بها من قبل ليس قبل أن تلتقطنى هذه الليلة |
Hiç yabancı bir odaya girip daha önce orada olduğunu hissettin mi? | Open Subtitles | هل مشيت أبدا فى غرفة غريبة وتبدو كما لو كنت بها من قبل ؟ |
Ama sanki daha önce karşılaşmışım gibi. | Open Subtitles | ولكن يبدو الأمر كما لو إلتقيت بها من قبل |
Bugün senin odanda, daha önce hiç hissetmediğim bir şeyler hissettim. | Open Subtitles | اليوم في مكتبك, شعرت برجفه لم أشعر بها من قبل. |
daha önce söylemediğimiz şeyler değildi. | Open Subtitles | لم نستخدمها او نسمع بها من قبل. إذاً هذا كل شيئ؟ |
Doğrusu ilişkimiz daha önce yaşadığım ilişkilere hiç benzemiyor. | Open Subtitles | ،تعرفون في الحقيقة، علاقتنا ليست مثل أي علاقة حضيت بها من قبل |
daha önce hissetmediğin bir sürü yeni şey hissedeceksin. | Open Subtitles | ستشعر بكثير من الأشياء الجديدة لم تشعر بها من قبل |
o güçte bir silah daha önce bir banka soygununda kullanılmamıştı. | Open Subtitles | ذلك النوع من القوة النارية في عملية بنكية لم يسمع بها من قبل. |
Tanrım, kör randevuların hiç birinde böyle bir şey yaşamamıştım. | Open Subtitles | يا الهي، أنا لم التقي بها من قبل. كان موعد عشوائي. |