Uzun zamandır şanslı olmaktan o kadar uzaksın ki, kardeşim. | Open Subtitles | الحظ؟ هذا شيئاً لم تحظى به منذ فترة يا أخي |
Uzun zamandır şanslı olmaktan o kadar uzaksın ki, kardeşim. | Open Subtitles | الحظ؟ هذا شيئاً لم تحظى به منذ فترة يا أخي |
Sizi cennetle ödüllendirdi. Yaptığın onca şeyden sonra. Böyle müdahaleleri Uzun zamandır yapmıyordu. | Open Subtitles | وبعد كل ما اقترفتماه أيضاً، إنه أكثر ما تدخل به منذ فترة طويلة |
Serena'nın bir sırrı var. Onu Uzun zamandır saklıyor. | Open Subtitles | سيرينا لديها سر كبير وكانت تحتفظ به منذ فترة بعيدة |
Bu Uzun zamandır yaptığım tek güzel hareketti. | Open Subtitles | آخر شيء لائق قمت به منذ فترة طويلة، طويلة |
Uzun zamandır hissedemiyormuşçasına ümit dolu hissettim. | Open Subtitles | شعرت بالأمل كما لم أشعر به منذ فترة طويلة |
Bu Alan Woodford, ...Uzun zamandır çetenin lideri olduğundan şüpheleniliyor. | Open Subtitles | يشتبه به منذ فترة طويلة أنه زعيم المجموعة. |
Ama sende... benim Uzun zamandır sahip olmadığım bir şey var. | Open Subtitles | لكن أنت ... لديك شيء لم أحظى به منذ فترة طويلة |
Sayende Uzun zamandır hissetmediğim bir şey hissettim. | Open Subtitles | ...لقد ساعدتني على الشعور بشيء ما لم أشعر به منذ فترة طويلة |
Uzun zamandır yaşadığım en iyi gün. | Open Subtitles | أفضل يوم أحظي به منذ فترة طويلة |
O benim Uzun zamandır olamadığım birine inanıyordu. | Open Subtitles | هو امن بشخص لم اشعر به منذ فترة طويلة |
- Uzun zamandır böyle eğlenmemiştim. | Open Subtitles | أفضل مرح حظيت به منذ فترة -لعب جيد |
Uzun zamandır oradaydı. | Open Subtitles | شعرت به منذ فترة |
Bob Lee'ye bir ziyaretçi gelmiş diyelim ki Uzun zamandır görüşmediği eski bir arkadaş bu iş bu şekilde ilerlerdi. | Open Subtitles | لو كان (بوب لي) تلقى زائر لنقل مثلًا صديق قديم لم يلتقي به منذ فترة طويلة فالبتأكيد سيترك له وسيلة ليتواصل معه لاحقًا |