ويكيبيديا

    "به وهو" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ve
        
    • yaparken
        
    Önemli olan işe yarayan bir sistem başlattık ve bu kaynağa inen bir yaklaşım. TED الشيء المهم هو أننا وضعنا نظامًا وتم العمل به وهو منهجية دعوتها أنا بمنهجية المنبع
    Derken tavuklar breakdansa başlıyorlar, ve larvaları almak için dışkının etrafında tepinmeye başlıyorlar, ve bu süreç boyunca, dışkıyı dağıtıyorlar. TED فالدجاج يفعل رقصه الخاص به وهو يدور حول السماد لأخذ الديدان وخلال العملية السماد ينتشر
    Son olarak, yapmak istediğimiz bir şey de kloroz başlangıcını erkenden tespit etmek -- ve bu bir portakal ağacı -- bu aslında yaprakların sararmasından anlaşılabilir. TED وأخيرًا، شيء نحن مهتمون به وهو الكشف المبكر عن الإصابة في الإخضرار. هذه شجرة برتقال كما ترون إصفرار الأوراق.
    Tamam. ve sonra bu üzerinde döndüğüm silikon. onu tutmak için üzerinde durduğum silikon astar, terlediğim zaman, bilirsiniz, inip çıkıyorum. TED وهذا هو السيلكون الذي يتوجب علي احاطة قدمي به وهو الذي يثبت هذه القدم عندما اتعرق ها انا اضمها الى قدمي ..
    O jokeydir. Bir ata doping yaparken yakaladılar onu. Open Subtitles إنه فارس أمسكوا به وهو يعطي المنشطات لحصان
    Her kim kumar oynarken ya da parasına oynarken yakalanırsa bir kuyuya atılacak ve bir daha oradan çıkarılmayacaktır. Open Subtitles اى شخص يتم الأمساك به وهو يقامر او يلعب بالمال سيتم القاءه خارجا ولن يدخل ثانية
    Kendi gizlilik anlaşmasını ihlal ediyor ve Amerikan tarihindeki en büyük toplum sağlığı reformu davasında esas şahit. Open Subtitles ويقوم بخرق اتفاقية السرية اللعينة الخاصة به وهو الشاهد الرئيسي في أكبر موضوع صحة إصلاحي عام
    Ondan hoşlanıyorsun, ve o da seni durmadan arıyor. Open Subtitles تعلمين أنكِ معجبة به وهو يتصل بك طوال الوقت
    Bu adam beni sevdiğini söyledi ve onu başka bir kadının vajinasını yerken yakaladım. Open Subtitles أخبرني هذا الرجل أنه يحبني، وأمسكت به وهو يداعب إمرأة أخرى
    Kontrolü kaybettik ve şimdi ormanda tesisi tehdit eder bir halde dolaşıyor. Open Subtitles لقد فقدنا السيطره به وهو الآن حر في الغابه وبهدد مراكزنا
    Kontrolü kaybettik. Şimdi serbest ve tesisimizi tehdit ediyor. Open Subtitles لقد فقدنا السيطره به وهو الآن حر في الغابه وبهدد مراكزنا
    - Evet, gün boyunca giydiğim çoraplar içinde futbol oynadığım, içine terlediğim ağzımın içine itildi ve üstü bant ile kapatıldı! Open Subtitles أجل, جوربي الذي جريت فيه طوال اليوم ولعبت الكرة به وهو يقطر عرقاً تم إدخاله في فمي وإلصاقه
    ve ikincisi, yazarın gördüklerine ve hissettiklerine odaklandığı çok açık, ...ki bu da her yazı türü için çok önemlidir. Open Subtitles انه واضح ان الكاتبه ركزت على ما شاهدت وما احست به وهو المهم لاي كتابة
    Yapamayacağın tek bir şey var, Chris ve bu da senin gibi duruyor. Open Subtitles هناك شئ واحد لا تستطيع القيام به وهو ان تبقى على ما انت عليه
    Sana söylemem gereken bir şey var ve ne senin ne de benim için kolay olmayacak. Open Subtitles أنظر، هناك شيء يَجبُ أَنْ أُخبرَك به وهو لَنْ يَصْبحَ سهلَ لي أَو لَك، أَنا متأكّدُه
    Bebek, olması gereken yerde. ve orası, burası değil. Open Subtitles الطفل في المكان الذي يجب أن يكون به وهو ليس هذا المكان
    Çünkü olayı üzerine yıktılar ve bize güvenmiyor. Open Subtitles لأنه تم الإيقاع به وهو لا يثق بقدرتنا على حل ذلك
    Bu sabah herkesi çağırdım çünkü kocamı defetmiştim ve bu büyük haberi paylaşmak istiyordum. Open Subtitles طلبت من الجميع المجيء هذا الصباح لأن لدي شيء كبير لأشاركهم به وهو طرد زوجي، وتظهرين أنتِ
    In Chun'a doğru otobüs değiştirdiği ve bu inşaat sahasında bir gün boyunca saklandığı görülebilir. Open Subtitles يمكن رؤية المشتبه به وهو يقوم في التنقل بين الباصات المتجهة إلى الصين و قام بالإختباء في ورشة بناء لمدة يوم
    Adamı kız kardeşine böyle böyle yaparken yakalayıp buraya getirmiş. Open Subtitles وهو أوقع به وهو يغتصبها فقام بخنقه محاولا قتله
    Adamı kız kardeşine böyle böyle yaparken yakalayıp buraya getirmiş. Open Subtitles وهو أوقع به وهو يغتصبها فقام بخنقه محاولا قتله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد