Pussy'ye gelince, hâlâ sağsa o da aynı fikirde olurdu. | Open Subtitles | و بالحديث نيابة عن بوسي إذا ما كان حيا فأنا متأكد أنه سيوافقني |
En yakın dostum Pussy kayboldu. Tahminen öldü, tamam mı? | Open Subtitles | صديقي المفضل بوسي اختفى و على الأرجح هو ميت الآن , حسنا ؟ |
O zaman bir yere gitmek zorunda kalmam. Bayan Posy'nin eğitimi yüzünden zaten epeyce başımız ağrıyor. | Open Subtitles | بعدها لن أكون قادرة على الذهاب لأي مكان لدينا بعض الاعتراضات من بوسي بخصوص تعليمها |
Posy'yi Cormwell evine gönderip göndermemek mesele değil. | Open Subtitles | إنه ليس فقط أني غير قادرة على إرسال بوسي إلى منزل كرومويل |
3 sene önce babamın ısrarıyla, onun değerli oğluyla evlenmiş Bussy'ye taşınmıştım. | Open Subtitles | قبل 3 سنوات, كنت قد تزوجت أبنها العزيز بأصرار من والدي و أنتقلت الى "بوسي" |
Nard Dog, Plop ve Clarker Posey namı diğer Clarkwork Orange. | Open Subtitles | بلوب و كلاركر بوسي المعروف بــ كلار العمل البرتقالي |
Puss! Kulakların çınlıyordur. Haydi, koş! | Open Subtitles | إذاً بوسي , لابد أن أذنيك ترنان الآن هيا اركض |
Dedi Teen Posse partisinin ev sahibi. | Open Subtitles | قال الرجل تستضيف بوسي الحزب في سن المراهقة. |
Bu halin Pussy kaybolmadan önce başladı. | Open Subtitles | هذا التراجع بدأ منذ فترة طويلة قبل اختفاء بوسي |
Pussy kim? | Open Subtitles | من هو هذا الرجل بوسي هاه ؟ من هو هذا الرجل ؟ |
Gözünü Pussy'den ayırma. Bir şey var. Eskisi gibi değil. | Open Subtitles | اسمع , أريدك أن تراقب بوسي هناك شيء خاطئ به , إنه ليس كما اعتدناه |
Pussy'ye çok borcu var. Öyle az buz değil. | Open Subtitles | إنه متورط مع بوسي متورط و بأحرف كبيرة أيضا |
Pussy sırf faiz için bile gırtlağına çökmüştür. | Open Subtitles | و بالنسبة له فهذه لوحدها كافية لدفن بوسي |
Fikrim bir şey ifade ediyorsa Pussy'nin arkadaşlarına zarar verecek kadar kodesten korktuğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | فأنا لا أستطيع أن أصدق أنه من الممكن أن يتم إخافة بوسي كفاية لدرجة أنه يؤذي أصدقائه |
Ki zaten Posy de, dans etmek için doğmuş. | Open Subtitles | يجب أن تقولي بأن بوسي يجب أن تتجه للرقص بأي طريقة |
Umarım gelmezler. Şovdan sonra çok yorgun oluyorum. Posy, aşağıya inip mendilimi getirir misin? | Open Subtitles | أوه ، لا آمل ذلك فأنا أكون متعبة دائما بعد العرض بوسي ، هلا ذهبتي إلى الأسفل وأحضرتي لي منديلي ؟ |
Posy Fosil, Madam sizinle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | بوسي فوسيل المدام تريد التحدث معكي |
Bir alayın, Bussy'ye doğru yola çıktığı konuşuluyordu. | Open Subtitles | الشائعات أنتشرت بأن كتيبة كانت تتقدم نحو "بوسي |
6. sınıftaki İngilizce öğretmenim Bayan Posey'i görmek istemezdim. | Open Subtitles | لن أرغب برؤية معلمتي في الصف السادس الآنسة "بوسي". |
Senin çocuklarının hepsi yetişkin, değil mi Puss? Burada ne yapıyorsun? | Open Subtitles | يا بوسي البزران بدو يكبرون الا وش عندك هنا |
Hey, Teen Posse'nin düzenlediği bir partiye davetiye aldım. | Open Subtitles | حصلت على هذا دعوة إلى حفلة في سن المراهقة بوسي وأبوس]؛ [س] رميها. |
- Gary Busey. | Open Subtitles | (الممثل (غاري بوسي - (والممثل (غاري بوسي - |
Healy'nin şeyine Poussey'i takip etmek için gitti. | Open Subtitles | لقد ذهبت لتبقي عينها على (بوسي) في مجتمع (هيلي) |
Ama tüm bu masum çocuk oyunlarının yanında duyduğum birçok konuşma vardı "kuku" denen muhteşem, nadide birşey hakkında. | Open Subtitles | لكن بالأضافة لتلك النشاطات الطفولية البريئة التي تضمن الكثير من الكلام الممتع حول شيء رائع يسمى هذا الشيء المراوغة مع بوسي |
Pussycats annemin düzenlediği etkinlikte çalacaklar. | Open Subtitles | فرقة بوسي" كات سيلعبن في مناسبة أمي" "ذوق ريفرديل" |