ويكيبيديا

    "بينما لديك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • varken
        
    Doğru. Kendi cehennem ağzın varken sosyal hayata ne hacet? Open Subtitles من الذي يحتاج إلى حياة إجتماعية بينما لديك فوّهة الجحيم ؟
    Hali hazırda bağlantıların varken ne yapacaksın orada? Open Subtitles لم تستفيدين من مموّل طبيّ بينما لديك معارفك؟
    Bu yüzden sana hala soluyacak havan varken buradan gitmeni öneririm! Open Subtitles وانصحك ان تترك المكان بينما لديك هواء تتنفسه
    Neden kendi aletin varken bi kadını vibratörle tatmin edersin ki? Open Subtitles لمَ نكح امرأة بهزاز اصطناعي بينما لديك قضيب،
    Burada gerçek bir ilaç varken, neden bu kitabı okuyup başını ağrıtıyorsun? Open Subtitles لماذا تقرأ هذا الكتاب وتوجع رأسك بينما لديك العلاج الحقيقي؟
    Neden sahilde evin varken, Denny'e ya da Appleby'a gidesin ki? Open Subtitles نعم، لماذا نذهب إلى دنيز أو أبل بيز بينما لديك منزلك الذي على الشاطئ
    Evde biftek yemek varken neden hamburgerle idare edeyim? Open Subtitles لما تخرج لتناول الهامبورغر, بينما لديك شرائح اللحم ببيتك؟
    MükemmeI bir yatak odan varken neden misafir odasında yatıyorsun anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم لماذا تنام في غرفة الضيوف بينما لديك غرفة نوم كاملة وجيدة؟
    Bebeğim, burada canlı birisi varken bu işi internetten halletmeye çalışırsan her şeyin içine edersin. Open Subtitles عزيزى إنه ليس رائع حينما تحدثم أحدهم على النت بينما لديك أحدهم أمامك بشحمه و دمه
    - Hiç zor geldiği olmadı mı? Kendi çocuklarının derdi varken, bir de başkalarının çocuklarıyla ilgilenmek yani? Open Subtitles أشقّت عليك العناية بأطفال الآخرين بينما لديك أطفال يحتاجون عنايتك؟
    - Hiç zor geldiği olmadı mı? Kendi çocuklarının derdi varken, bir de başkalarının çocuklarıyla ilgilenmek yani? Open Subtitles أشقّت عليك العناية بأطفال الآخرين بينما لديك أطفال يحتاجون عنايتك؟
    Kendi ofisinde yabancılarla uğraşmadan takılmak varken neden burada yabancıların arasında oturduğunu sorabilir miyim? Open Subtitles هل يمكنني سؤالك ماذا تفعلين بين الغرباء بينما لديك مكتبك ولا تهتمين كثيراً بالغرباء ؟
    Evde biftek varken niye dışarıdaki hamburgeri isteyesin? Open Subtitles لماذا تخرج لشراء البرغر بالجبن بينما لديك شريحة لحم في المنزل؟
    Erzaklardan bolca varken insanları göndermeye hazırdın. Open Subtitles كنت على استعداد لإرسال الناس للخارج لأجل الطعام بينما لديك الكثير منهُ.
    Neden kapalı tesisatın varken dışarıda bir tane daha inşa edersin? Open Subtitles لمّ قد نحتاج إلى بناء مرحاض خارجي جديد بينما لديك مرحاض بالدخل؟
    Diğer tüm arkadaşların varken neden onun gibi bir adamla o kadar zaman geçirmek istediğini bana anlat. Open Subtitles لمَ تريد قضاء الكثير ... من الوقت مع شخص مثله بينما لديك كل أصدقائك الآخرين ؟
    Bay Bloom, eğer bir bardak süte yetecek kadar paranız varken bir şişe süt almak istiyorsanız bu parayı önce başka bir yerden bulmanız gerekir. Open Subtitles سيد بلوم، إذا كنت تريد شراء جالون من الحليب بينما لديك ما يكفي لشراء كأس من الحليب، عليك أولا أن تحصل على المال من مكان آخر
    "Keçi gibi bir suratın varken keçi peynirini sevmemen tuhaf geldi." Open Subtitles "غريب أنّك لا تحب جبنة الماعز بينما لديك وجه ماعز".
    Hâlâ fırsatın varken hemen yap. Open Subtitles افعلها الآن، بينما لديك الفرصة.
    Senin o kadar sorunun varken ben Michiko Kakutani'dan bahsediyorum. Open Subtitles أفكّر في (ميشيكو كاكوتاني)، بينما لديك مشاكل حقيقية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد