Çakal kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp sürünerek gitti. Güzel. | Open Subtitles | حسنا ، إبن الآوي قد طوى ذيله بين ساقيه و ذهب بعيدا |
Polis, Kira'dan o kadar korktu ki kuyruklarını bacaklarının arasına kıstırıp kaçtılar. | Open Subtitles | هل تقول بأن قسم الشرطة يدس ذيله بين ساقيه خوفاً من قدرة كيرا؟ |
Ben hala onun bacaklarının arasına sarkan topları bir çift olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انه ما زال لديه زوج من الكرات معلقة بين ساقيه. |
Bacaklarının arasında ona yön gösteren bir pusula var. | Open Subtitles | لديه بوصلة بين ساقيه, تبين له الاتجاه إنها ليست غلطته |
Vücudunun iki katı bir kafa Bacaklarının arasında bir kuyruk, pençeler, bir kırmızı göz hem kız hem de erkek organları. | Open Subtitles | رأسه مرتين حجم جسده ذيل بين ساقيه مخالب ، وعين حمراء |
Gitmenize izin vermeden önce komutanınız buraya gelecek ve ordusunun önünde başını bacaklarının arasına alıp, kendi poposunu öpecek. | Open Subtitles | فبل أن ندعكم تغادرون يجب على قائدك أن يجتاز هذا الحقل ...ويظهر نفسه أمام هذا الجيش ...ضع رأسه بين ساقيه ... |
Başını bacaklarının arasına koymuş kendi kuyruğunu yemeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان رأسه بين ساقيه وحاول أن يأكل زيله. |
Hey, tahmin edin bakalım bugün kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış durumda beni görmeye kim geldi? | Open Subtitles | - - هيه ، لن تخمن أبداً... من الذي جاء إلى المدينة زاحفاً وذيله بين ساقيه |
- Yerin neresine? Koltuğunun altına, bacaklarının arasına. | Open Subtitles | تحت مقعده بين ساقيه. |
Bacaklarının arasında çok pişmiş küçük bir makarna gibi duruyor. | Open Subtitles | انه اشبه بقطعة معكرونة مطهوة بين ساقيه لا! |
Bacaklarının arasında silah varmış gibi yürüyüp duruyordu. | Open Subtitles | مشى وكأنه حصل باستمرار بندقية بين ساقيه ... |