Hayır, senin için kazandım baba. almanı istiyorum. | Open Subtitles | لا، أنا فعلت ذلك من أجلك، يا أبي أريدك أن تأخذه |
Dinle, almanı istediğim bir iş var. | Open Subtitles | اسمع, انا حصلت على هذا العمل وأريدك ان تأخذه |
Yağmur altında ıslandı, muhtemelen mahvolmuştur ama eğer almak istersen, hepsi senin. | Open Subtitles | وقد ترك فى المطر لذا أظن أنه قد تلف لكن ان أردت أن تأخذه لك ذلك |
Fransa ve bizim için umut verip sonra geri alma. | Open Subtitles | لا تعطيني أمل لفرنسا أمل لنا، ثم تأخذه مرة أخرى |
Onu alıp basit bir strip kulübüne çevirmene izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني ان ادعك تأخذه بهذه البساطة وتحوله لنادي للتعري |
Evet, onun nazar boncuğu olduğunu ve eve götürmek istediğini söyledin! | Open Subtitles | لقد قلت أنه فاتن جداً وأنك تُريد أن تأخذه معك |
Dinle, almanı istediğim bir iş var. | Open Subtitles | اسمع, انا حصلت على هذا العمل وأريدك ان تأخذه |
Onu çok daha önce gelip almanı bekliyordum. | Open Subtitles | يا تيك لقد توقعت أن تأخذه منى قريباً جدا |
Sana hayran olduğunu biliyordum. Bu yüzden senin almanı istiyorum. | Open Subtitles | وأعرفبأنّهكانقريبمنكحقاً، لذاأودّأن تأخذه. |
Senin bizden almaya çalıştığını senden almak için buradayız. | Open Subtitles | إننا هنا لنأخذ منك ما حاولت أن تأخذه منا |
Senin bizden almaya çalıştığını senden almak için buradayız. | Open Subtitles | إننا هنا لنأخذ منك ما حاولت أن تأخذه منا |
Neden benim oğlumu almak zorundaydın? | Open Subtitles | لماذا كان إبنى بالذات الذي وجب أن تأخذه منى؟ |
Çok ciddiye alma. Tadını çıkar, kafana göre takıl. | Open Subtitles | حسنا, لا تأخذه بجديه فقط استمتع وتمتع به |
Ya da alma, umrumda değildi, ama sen beni aldattın ! | Open Subtitles | أتعلم، كنت أفضل أن تأخذه وتكون صادقاً معي |
Onu gömersem, toprağın alıp götüreceğini ve onu bir daha bulamayacağımı söylemişlerdi. | Open Subtitles | قالوا لي ان دفنتها الأرض تأخذه بعيداً ولن أجده أبداً مرة أخرى |
Onu eve götürmek istediğini söyledi. Her ne demekse artık bu. | Open Subtitles | هي تقول بأنها تريد أن تأخذه للمنزل، أيٌّ كان ذلك. |
Bunu alman ya da yerini bulabilmem için bir şey söylemen lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذه أو تقول شيئاً حتى أستطيع إيجادك. |
Onu oraya üç saat önce götürmen gerekiyordu. | Open Subtitles | أجل ، من المفترض أن تأخذه قبل ثلاث ساعات |
al bunu. Anneni koru, Carl. | Open Subtitles | الآن أريدك أن تأخذ هذا، سوف تأخذه وستبقى أمك بأمان |
Konuşmasını bitirdikten sonra onu esas güzergâhı olan plazanın altından B konvoyuyla götür. | Open Subtitles | بعدما ينتهى من خطابه تأخذه على الطريق الرئيسى الى موكب السيارات خلف الميدان |
Hayır.Hayır.Hayır.Hayır.... Bunun için vaktin yok. Neden evde duş almadın? | Open Subtitles | ليس لديك وقت لتأخذ دش ولماذا لم تأخذه في البيت |
Peki, onu 6 hafta için alabilirsin. | Open Subtitles | حسنا يا درايدن تستطيع ان تأخذه لستة اسابيع من يعلم؟ |
Onu götürmelisin ve ne kadar sürerse sürsün onu korumalısın. | Open Subtitles | يجب أن تأخذه معك ، يجب ان تحميه مهما حدث. |
Teklifimin, aldığın paralarla kıyaslanamayacağını biliyorum. | Open Subtitles | اسمع، أعرف أن عرضي لك لن يعوضك عمّا تأخذه من عملك الآخر |
Onu burnumun dibinden almasına izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | . لا أصدق أنني تركتها تأخذه أمامي |
Benim dünyam, şu an okulunun dışında annesinin gelip onu almasını bekliyor. | Open Subtitles | عالمي الآن ينتظر خارج المدرسه في إنتظار والدته لكي تأخذه |