Yüzlerce adım gerektirir, ve çok ama çok uzun zaman alır. | TED | إنها تتطلب مئات الخطوات, و تأخذ وقتا طويلا جدا. |
Bu işler biraz zaman alır. | Open Subtitles | حسنا، تعرفين بأن هذه الأمور تأخذ وقتا ، ولكن قريبا |
O başvuruların incelenmesi uzun zaman alır. | Open Subtitles | تلك الطلبات تأخذ وقتا طويلا لتجهز |
Kabul, çiğnemesi biraz vakit alıyor. | Open Subtitles | معكم أنها تأخذ وقتا فى المضغ |
Çok vakit alıyor. | Open Subtitles | تأخذ وقتا طويلا |
ve tehlike geçti sinyali sabitlenmiş. Düzeltmek zaman alacak. | Open Subtitles | "وقاموا بببث اشارة "لايوجد شئ سوف تأخذ وقتا لاصلاحها |
Birincisi, 3B baskı çok uzun sürüyor. | TED | أولا، الطباعة ثلاثية الأبعاد تأخذ وقتا طويلا |
Soruşturmalar zaman alır, Michael. Sen de biliyorsun bunu. | Open Subtitles | هذه التحقيقات تأخذ وقتا يا (مايكل)، أنت تعلم هذا. |
bu işler zaman alır. | Open Subtitles | هذه الأمور تأخذ وقتا. |
Öneriler zaman alır. | Open Subtitles | العروض تأخذ وقتا |
- Roman yazmak uzun zaman alır. | Open Subtitles | - الرواية تأخذ وقتا طويلاً. |
- Roman yazmak uzun zaman alır. | Open Subtitles | - الرواية تأخذ وقتا طويلاً - |
Lütfen, böyle şeyler zaman alır. | Open Subtitles | - أرجوك, هذه الأمور تأخذ وقتا |
Bir yere varamadım. Biraz zaman alacak. | Open Subtitles | لا شيء الأمور سوف تأخذ وقتا |
Biraz zaman alacak. | Open Subtitles | سوف تأخذ وقتا |
Üzgünüm. Beklediğimizden daha uzun sürüyor. | Open Subtitles | آسفة ، المكالمة تأخذ وقتا أطول من المتوقّع |
Çok uzun sürüyor, ve hiçbir şeyi tutturamıyorsun. | Open Subtitles | تأخذ وقتا طويلا جدا ، وكنت في عداد المفقودين كل شيء. |