Annesi Sigorta parasını kendisi ölmeden bir ay önce bankadan çekmiş. | Open Subtitles | قبضت أمه تأمينه على الحياة قبل شهر من موتها |
Onun çek defterini gönüllü olarak alabilirsin ya da kazara ölmüş birinin Sigorta poliçesini. | Open Subtitles | تستطيعين الحصول عليها عن طريق تدقيق حسابه طوعاً أو عن طريق وثيقة تأمينه |
Söylemekten nefret ediyorum ama Rupert'la daha çok sigortası için birlikteyim. | Open Subtitles | أكره أن أقول ذلك , لكنني غالبا مع روبرت بسبب تأمينه |
Sağlık sigortası şirketi CIGNA sadece bir kulak için implantı ödeyeceklerini söyledi. | Open Subtitles | شركه تأمينه الصحي ـ سيجنا ـ قالت بأنها ستدفع ثمن زرع في فقط احد أذانها |
Sosyal güvenlik numarasıyla onu Ulusal Suç Merkezi'nde araştırdık. | Open Subtitles | تغيير اسمه كان قانونيا تحرينا عن رقم تأمينه الاجتماعي في مركز الجريمة القومي |
Tamam , emniyete alınır alınmaz bana haber verin. | Open Subtitles | حسناً، أعلمني متى ما تم تأمينه |
sigortasını zaten ödeyemiyormuş ve bu ufak iş bana 700 dolara patladı. | Open Subtitles | ولأنّ تأمينه لا يغطّي ثمن الدواء وقد كلّفتني هذه المعلومة الصغيرة سبعمئة دولار |
Geminin tüm bölümleri kilitli. | Open Subtitles | هذا القسم من السفينة تم تأمينه |
Adamın işlerini yoluna koyduğunu, vasiyetinin hazırlanmış Sigortasının ödenmiş, eksik bir şeyinin kalmamış olduğunu bilsem, söylerdim. | Open Subtitles | تأمينه مدفوع ، بلا امور معلقة لا أرى سببا لإخباره |
Sırf evli değiliz diye sağlık sigortasından faydalanamıyorum. | Open Subtitles | ولأنّنا لسنا متزوجين، ليس مسموحاً لي بالاستفادة من تأمينه الطبي |
Sigorta şirketi hemen taburcu edilmesini istiyor, ben de evrak işlemlerini biraz sallayıp, hastalığıyla nasıl başa çıkacağını anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | الآن شركة تأمينه تريد صرفه فوراً أريد أن أزيد العمل الورقي قليلاً أبقه هنا فترة أطول وأعلمه كيف يتعامل مع مرضه |
Sigorta şirketi organ nakli isteğini reddetmiş. Buna sebep olan kim bilmek ister misin? | Open Subtitles | طلبه للزرع تم رفضه من قبل تأمينه أتريد أن تخمن من كان الداعم؟ |
Kenara çektirir miydin? Sigorta kağıtlarına ulaşmasını bekleyip sonra mı ateş ederdin? | Open Subtitles | ثم تنتظر لكي يذهب ليحضر معلومات تأمينه ثم تطلق عليه؟ |
Sigorta şirketiyle uğraşırken, kurul onun burada yaşamasına izin verdi. | Open Subtitles | ثم تركه المجلس يعيش في صالتنا الرياضة بينما يحل أموره مع شركة تأمينه. |
Sigorta komisyoncusu onları geri getirmek için sana küçük bir servet vermem için bana yetki verdi. | Open Subtitles | وسيط تأمينه فوضني لدفع ثورة صغيرة لإستعادته |
Vay anasını. Ehliyeti, ruhsatı ve sigortası tamamen sahte. | Open Subtitles | يا للهول,ان رخصته و أوراق تسجيله و تأمينه كلها مزيفة |
sigortası burada daha fazla kalmasını karşılamıyormuş. | Open Subtitles | تأمينه لن يغطّي البقاء هنا أطول |
Karadan ve havadan yaklaşmak için Ganglion'dan Wonsan ve Changin'e kadar güvenlik altına almamız gereken tedarik yolu. | Open Subtitles | هذا طريق امداد يتوجب علينا تأمينه ضد غزو برمائي أو بري من جانجليون الى ونسان وتشين شين |
İkinci enkaz alanı emniyete alındı. | Open Subtitles | موقع التحطم الثاني تم تأمينه |
Spikerimizi kovamam. sigortasını kaybeder. | Open Subtitles | لا أستطيع ان افصل المذيع سوف يخسر تأمينه |
- Mitler göre, Skinwalker lar dünyanın içinde kilitli kalmışlardı. | Open Subtitles | وفقا للأسطورة، تم تأمينه داخل الأرض |
Sigortasının bu işlemleri karşıladığını söylüyor. | Open Subtitles | هو يصر ان شركة تأمينه تغطي هذه الاجراءات |
Sırf evli değiliz diye, ki ekleyeyim hukuken böyle bir özgürlüğümüz de yok sağlık sigortasından faydalanamıyorum. | Open Subtitles | ولكن بسبب أنّه ليس متزوج بالإضافة إلى أنّ القانون لايسمح له بذلك ليس مسموحٌ لي بمشاركته في تأمينه الطبي |
Onu sigortalayamayacağımızı söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت ليلند اننا لا نستطيع تأمينه |