Su tankerinin emiş manifoldunu bir süper soğutucu buharlaştırma vakumu olarak kullanabilirim. | Open Subtitles | يمكنني إستخدام ناقلة المياه لمضاعفة تسريب الهواء لخلق فراغ تبخر بارد خارق |
Apollo 10'un mürettebatından hızlı kimse seyahat edemedi, ve teknolojinin gücü hakkındaki gamsız iyimserlik buharlaştı teknolojinin çözebileceğini hayal ettiğimiz büyük sorunlar, Mars'a gitmek, temiz enerji yaratmak, kanseri tedavi etmek ya da dünyayı doyurmak gibi, inatçı derecede zor gelmeye başladı. | TED | و ما من أحد سافر أسرع من الطاقم أبولو 10، والتفاؤل المفرح حول صلاحيات التكنولوجيا قد تبخر كما قد تصورنا أن التكنولوجيا ستحل مشاكل كبيرة ، كالذهاب الى المريخ , خلق الطاقة النظيفة، وعلاج السرطان، أو إطعام العالم قد بدا مستعصي الحل. |
Eğer kendini daha iyi hissedeceksen buharlaşarak öldü, zombi olarak gelip seni rahatsız edemez. | Open Subtitles | جسده قد تبخر لذا لا توجد فرصة أن يعود للحياة كزومبي |
En şiddetli çarpışmalar okyanusları buharlaştırdı ve hatta yüzeydeki kayaları bile eritti. | Open Subtitles | والاصطدامات الأكثر عنفًا أدت إلى تبخر مياه المحيطات وحتى أنها صهرت القشرة الخارجية |
Ormanların yok edilmesi iklimi değiştirir, yeryüzü özelliklerini değiştirerek ve suyun nasıl buharlaştığını ve sistemin içinde hareket etmesini değiştirerek. | TED | والتصحر يغير المناخ بواسطة تغيير خصائص سطح الأرض وطريقة تبخر المياه وانتقاله عبر النظام. |
Kutsal Buhar Ateşinin Buharının Işınlarıyla anında buharlaşıp yok olurlar. | Open Subtitles | انهم تبخر فورا... ... بواسطة شعاع المقدسة من vapory بخار النار. |
Yıldızgeçidini ilk denememizde buharlaştırmak istemediğim için affedersin. | Open Subtitles | سماحيني لعد رغبتي بـ تبخر البوابة منذ المحاولة الأولى |
Sular çekildiğinde ve kalan su buharlaştığında olağanüstü bir dönüşüm meydana gelir. | Open Subtitles | أثناء انحسار المد و تبخر المياه التي فاضت هنا، |
- Vücudunun alt kısmının tamamen buharlaşmasının tek yolu bombanın yanında bulunması. | Open Subtitles | - يبدو هذا من طريقة - كيف تبخر جزءه الأسفل |
Yüzlerce buharlaştırma kabından sonra kalan şey. | Open Subtitles | الناجون الماضي من هذه المئات من الأطباق تبخر. |
Bu hatalı olursa, iki taraftaki geçidi de buharlaştırma olasılığımız var. | Open Subtitles | هناك إحتمالية لـ تبخر البوابة في كل الجانبين لو قمنا بهذا بشكل خاطيء |
Otomatik buharlaştırma sistemi ve termotabaka cam ve hava ile soğutulan yoğunlaştırma ünitesi. | Open Subtitles | يحدث تبخر تلقائي الزجاج خفيف جدا فيه وحده مكثفة للتبريد. |
Alek Kodoroff orada buharlaştı, değil mi? | Open Subtitles | أليك كودروف تبخر هناك أليس كذلك؟ |
Belki kimse içmedi. Belki elma suyu buharlaştı. | Open Subtitles | ربما لم يشربه احد ربما يكون قد تبخر ؟ |
"Bardakta buharlaşarak bitmiş olan şarap, içinde baldıran otu izine rastlanmayan, ucuz yerli bir şarap. | Open Subtitles | النبيذ الذي تبخر من الكأس كان نبيذ محلي رخيص بدون آثار " هيملوك " به |
Örümcek ölünce vücudumuz zehri bir nevi buharlaştırdı mı? | Open Subtitles | اذاً ... العنكبوت قتل والسم في نظامنا فقط تبخر ؟ |
Bu, buharlaştığını iddia ettiğin, silahı çekmesinden önce miydi, sonra mı? | Open Subtitles | هل كان هذا قبل أو بعد أن سحب سلاحه الذي تزعم... أنه تبخر إلى مليون قطعة؟ ... |
Kutsal Buhar Ateşinin Buharının Işınlarıyla anında buharlaşıp yok olurlar. | Open Subtitles | انهم تبخر فورا... ... بواسطة شعاع المقدسة من vapory بخار النار. |
Şimdi sadece bir karbon kıvılcımı yaratıp metali basitçe buharlaştırmak için kısa süreli elektrik akımı lazım. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة إلى شحنة كهربائية حتى تحدث شرارة كربونية حتى تبخر أساسا جزءاً من المعدن |
Pekala, Lex buharlaştığında tam olarak neredeydi? | Open Subtitles | (لانا)، حمداً لله أنك بخير إذاً أين كان (ليكس) بالضبط عندما تبخر ؟ |
Basınç boşalması kanın buharlaşmasının sebebi. | Open Subtitles | تخفيف الضغط يؤدي إلى تبخر الدمّ. |