Ama bu, benim soyunma odası sorunumu çözmüyor, öyle değil mi? | TED | ولكن ذلك لا يحل معضلتي المتعلقة بغرف تبديل الملابس، أليس كذلك؟ |
Bir varmış, bir yokmuş. Üst değiştirme kabininde seninle birlikte olmuşum. | Open Subtitles | كان يا ما كان لقد حصلت عليكِ فى غرفة تبديل الملابس |
Ayrıca yağ değişimi zamanı gelmiş ve sen bunu sürekli unutursun. | Open Subtitles | والتي بالمناسبه تحتاج الى تبديل الدهن . وهو ما تنسيه دائما |
Kalamam çünkü kardeşim burada olduğumun farkına varırsa... yeniden yer değiştirmeyi deneyebilir ve ben bir kere daha hapse düşmek istemiyorum. | Open Subtitles | كلا, لا يمكنني البقاء لأن لو أكتشف أخي أنني هنا فسيحاول تبديل الأماكن مجدداً ولا يمكنني العوده للسجن |
Eyalet polisi, sanki direksiyonda o varmış gibi yanındakiyle yer değiştirmeye çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | ستايتيس تقول أنه كان يحاول تبديل الأماكن مع الراكب ليظهر كأنه هو السائق |
Komisyon üst sınırını soyunma odasındaki yaşlı çıplak adam gibi düşün. | Open Subtitles | فكر في الحد الاقصى لعلاوتك كرجل عاري في غرفة تبديل الملابس |
Üçüncü sırada oturduk ve maçın ardından soyunma odasına indik. | Open Subtitles | الصف الثالث و ذهبنا الي غرفة تبديل الملابس بعد المبارة |
Ordu tarafından reddedildim, Kâşif Dora sırt çantasına mahkum bırakıldım ve kızların soyunma odasına üzerimde sadece jartiyer askısıyla girmeye zorlandım. | Open Subtitles | لقد رفضت من الجيش و وضعت في حقيبة و دفعت إلى غرفت تبديل ملابس الفتيات ولا أرتدي شيئا إلا حمالتي بنطالي |
Sanırım testleri değiştirme planım düşündüğüm gibi gitmedi huh, Fred? | Open Subtitles | اعتقد ان تبديل الإختبارات لهم لم يؤدي كثيرا كما خططت اليه ، هاه ، فريد ؟ |
Adından anlaşılacağı gibi, kimse fark etmeden birini diğeri ile değiştirme... | Open Subtitles | و الذي كما هو واضح من الاسم عبارة عن تبديل شيء بآخر دون أن يلاحظ أحد ذلك |
Kostüm değişimi sırasında kısa bir tane gerekli bize. | Open Subtitles | نحن بحاجة لواحدة قصيرة لوقت تبديل الملابس |
Başkan dinlemeden önce, telefon görüşmesi bantını değiştirmeyi başardım. | Open Subtitles | لقد تمكنت من تبديل شريط المحادثة قبلما يستمع إليه الرئيس |
Pazartesi gününün programını Cuma günü ile değiştirmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت تبديل درس يوم الجمعة مع الإثنين |
Dolayısıyla dağıtım ağımıza ikinci öğeyi de eklemiş oluyoruz: batarya takas sistemi. | TED | لذا الذى أضفناه إلى شبكتنا كعنصر ثانى هو نظام تبديل البطاريات . |
Sonrasında kartları değiştirip başka bir özelliğe göre sınıflandırmaları istenir, mesela rengine göre. | TED | ثم يطلب منهم تبديل وفرز نفس البطاقات وفق طريقة أخرى، من خلال ألوانها. |
Sadece oda değiştirdim Bayan McNally, asla işimi yarım bırakmam. | Open Subtitles | فقط تبديل بسيط في الغرف انا لا اتْركُ عملَي ناقصَ. |
Hadi çocuklar. Dışarı çıkın. Üstümü değiştirmem gerekiyor. | Open Subtitles | هيا أيها الرجال ، أخرجوا من هنا ، يجب على تبديل ملابسى |
Hafızan değiştirildi. | Open Subtitles | تم تبديل ذكرياتك، وتم زرع الحياة |
Dövmeler ciltte sadece bir demet parçacık ise bu parçacıkları daha ilginç şeyler yapanlarla değiştirebilir miyiz? | TED | إذا كان الوشم مجرد مجموعة من الجزيئات في الجلد، فهل نستطيع تبديل هذه الجزيئات بأخرى تقوم بشيء أكثر إثارة؟ |
Bu bir araba fabrikasına girip Çalışma planlarını araba yerine katil robotlar üretenlerle değiştirmek gibidir. | TED | هذا يشبه الدخول لمصنع سيارات و تبديل المخططات الخاصة بالسيارات بمخططات لرجال آليين مدربين على القتل. |
Dışarı, adım değiştir, adım değiştir... | Open Subtitles | للخارج, للداخل, تبديل الاقدام, خطوة ,تبديل الاقدام,خطوة |
Ortakları değişelim diyorum. İlginç olur. | Open Subtitles | انظروا كل ما أقوله , يارجل هو تبديل شركائنا سيكون شيئا مسليا |
Personelle ilgili ufak bir sorun var. Son dakika adam değişikliği. | Open Subtitles | لينا مشكلة صغيرة بالعناصر تبديل اللحظة الأخيرة |