ويكيبيديا

    "تتجادل مع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tartışırken
        
    • tartıştı
        
    • tartışma
        
    • tartıştığını
        
    Restoranın sahibinin söylediğine göre.. kurban Siyah bir iş kadınıyla.. ...tartışırken görülmüş. Open Subtitles مالك المطعم قال إنه رأى الضحية تتجادل مع سيدة أعمال أمريكية أفريقية
    Belki de konuyu şu ünlü atasözüyle açıklayabiliriz: Bir aptalla tartışırken, önce diğer kişinin de aynını yapmadığından emin ol. TED ربما كل ذلك يتلخص في ذلك المثل القديم: عندما تتجادل مع شخص أحمق، أولًا تأكد أن الشخص الآخر لا يفعل الشيء نفسه.
    Bir görgü tanığı kocanız bıçaklanmadan önce onu sahilde bir kadınla tartışırken görmüş. Open Subtitles شـاهد رأى إمرأة تتجادل مع زوجك قبل أن يطعـن
    Sizinki tuvalete gittiğinde, kız diğer ikisiyle tartıştı ve çekip gitti. Open Subtitles عندما ذهب الرجل إلى الحمام، وقالت انها التي تتجادل مع الآخرين، وغادرت.
    Biriyle tartıştı mı hiç? Open Subtitles هل كانت تتجادل مع شخص ما ؟
    Demetrie ile bir tartışma duyduğunuzu söylemiştiniz. Open Subtitles قلتِ أنكِ سمعتها تتجادل مع رجل اسمه ديمتري
    Üstlerinle tartışma, özellikle benim önümde. Open Subtitles لا تتجادل مع رئيسك مجددًا خاصةً ليس أمامي
    Federal bina görevlileri Felicia'nın, işten sonra bir adamla tartıştığını söyledi. Open Subtitles حارس أمن في مبني الولايه رأى "فليسيا" تتجادل مع رجل بعد إنتهاء عملها
    Yani Amber'in öldürüldüğü gece biriyle tartıştığını biliyoruz. Open Subtitles أعني نحن نعرف أنّ (آمبر) كانت تتجادل مع شخص ما ليلة مقتلها
    Biri seni Belediye Başkanı'nın yaveriyle parkta tartışırken duymuş. Open Subtitles شخص ما سمعك تتجادل مع مساعدة رئيس البلدية في الحديقة
    Birkaç gün önce, öğle yemeği zamanı onu bir adamla binanın önünde tartışırken gördüm. Open Subtitles -في الواقع، كان هُناك شيء آخر . قبل بضعة أيّام، في وقت الغداء، رأيتها تتجادل مع ذلك الرجل خارج المبنى.
    Dr. Welton ile yardım gecesinde tartışırken gören şahidimiz var. Open Subtitles لدينا شاهد رأى هذه المرأة تتجادل مع الد. (ويلتون) ليلة الحفل الخيري
    Ve Hamilton'la öldürülmeden on dakika önce tartışırken görüldünüz. Open Subtitles وشوهدت تتجادل مع (هاميلتون) قبل أن يُقتل بعشر دقائق.
    Onu bir kızla tartışırken gördüm. Open Subtitles سمعتها تتجادل مع فتاة.
    Fu, iskelede kimse ile tartışma. Open Subtitles -فو لا تتجادل مع اى أحد على الرصيف
    - Zavallı bunakla tartışma. Open Subtitles -لا تتجادل مع العجوز البائس
    Dün akşam Lucy'nin bölük arkadaşlarıyla neden tartıştığını biliyor musunuz? Bunu yeni duyuyorum. Open Subtitles أتعرف لمَ كانت (لوسي) تتجادل مع بعض أفراد الفريق الليلة الماضية؟
    Cody'yle tartıştığını söyleyemezsin polislere. Open Subtitles لاتخبرهم بانك كنت تتجادل مع ( كودي) يابني

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد