Kötü bir şey yapınca görmezden geliyorsun... | Open Subtitles | وفي كل مرّة تفعل شيء يُثبت لك أنّها ليست صالحة، تتجاهله |
Ve her seferinde iyi olmadığını gösteren bir davranışına tanık olduğunda, görmezden geliyorsun. | Open Subtitles | وفي كل مرّة تفعل شيء يُثبت لك أنّها ليست صالحة، تتجاهله |
Ne zaman bir mıntıkadan bir gönüllü çıktığında bu görmezden gelemeyeceğin bir şey oluyor. | Open Subtitles | أجل فحينما تحصل على متطوع من مكان بعيد, هذا شيء لا تستطيع أن تتجاهله |
Anlamıyorum. Neden çoğu zaman görmezden geldiğin bir şeyle bu kadar çok ilgileniyorsun? | Open Subtitles | لست أفهم، لماذا تهتم لهذه الدرجة بأمر تتجاهله معظم الوقت؟ |
Ava'nın gerçekte ne kadar bildiğini ya da ne kadarını görmezden geldiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | ... لم اكن اعلم قدر ما تعلمه ايفا حقاً وما تتجاهله |
görmezden gelmeniz için değil. | Open Subtitles | أنّ عليك التعامُل معه، وألّا تتجاهله |
Bazen görmezden gelirsiniz ki bu makul bir harekettir. | Open Subtitles | أحيانا تتجاهله. هذا هو الفعل العقلاني. |
Ama inanırsan görmezden gelme bunu. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت تعتقد ذلك، لا تتجاهله. |
Onları görmezden geldiğini anlamamakta ısrar ediyorlar. | Open Subtitles | لا يبدو أن المتصل يفهم أنك تتجاهله |
Tamamen görmezden gelebileceğiniz şeyler. | TED | وتستطيع أن تتجاهله تماما. |
Bunların hepsini biliyorsun ama görmezden geliyorsun | Open Subtitles | كل هذا أنت تعرفه لكنك تتجاهله |
görmezden gelmeni söylemedim. | Open Subtitles | انا لم اقل لك أن تتجاهله |
- Bunu görmezden geleceksin değil mi? | Open Subtitles | انت فقط سوف تتجاهله ؟ لا . |
- Ama görmezden gelemezsin. | Open Subtitles | -ولكن لا يمكنك أن تتجاهله ببساطة . |