ويكيبيديا

    "تتطابق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • uyuyor
        
    • uyuşuyor
        
    • uyuşmuyor
        
    • uyumlu
        
    • eşleşmiyor
        
    • eşleşiyor
        
    • uymuyor
        
    • eşleşti
        
    • tutuyor
        
    • eşleşmedi
        
    • eşleşme
        
    • uyuşmadı
        
    • uyum
        
    • örtüşüyor
        
    • tutmuyor
        
    Tamam, ama o aradığımız profile uyuyor. Ama bunu o yapmadı. Open Subtitles حسناً , لأن المواصفات تتطابق عليها بالرغم من أنها ليست القاتلة
    Yatak odasındaki her iz Melanie Silber'inki ile uyuşuyor. Open Subtitles كل البصمات فى غرفه النوم تتطابق مع بصمات ميلانى سيلبر
    Buradaki yazı tahta üzerindeki diğer yazılarla uyuşmuyor. Open Subtitles الكتابة اليدوية هنا تبدو أنها لا تتطابق مع أى كتابة أخرى
    Nedimelerin elbiseleriyle uymuyorlar. Bilgin olsun Danny kelepçe de uyumlu değil. Open Subtitles لا تتطابق مع البسة وصيفات الشرف للعريس وطبقاً للمواصفات يا داني
    Hiç biri Jane Doe'nun giydiği kıyafettekilerle eşleşmiyor. Open Subtitles ولا واحدة منها تتطابق مع ما ترتديه الفتاة
    Costelloların halısında bulduğumuz iz ile eşleşiyor. Open Subtitles تتطابق مع العلامات من على الأرضية القماشية
    Bilmecenin bir parçası uymuyor, ...dimetil benzil amonyak alakasız bir kimyasal. Open Subtitles إذاً أين نذهب من هنا ؟ قطعة الأحجية التي لا تتطابق
    Cesetlerdeki izler, buradaki pek çok aletle eşleşti. Open Subtitles العلامات على الجثث تتطابق مع الكثير من ادواته
    Ama tarihler aşağı yukarı uyuyor değil mi? Open Subtitles لكن التواريخ تتطابق, حوالي بعض أليس كذلك؟
    Balistik polisi öldüren silahı karşılaştırdı... mermiler Patti Jean'de bulunanlara uyuyor. Open Subtitles اخصائيو المقذوفات طابقوا السلاح المستخدم فى قتل شرطي الدوريه والاثار تتطابق مع تلك التى اصابت باتى جان
    Gizli dosyalardaki eski izlere uyuyor. Open Subtitles انها تتطابق البصمات القديمة من الملفات الغامضة
    Ve bu diş izleriyle uyuşuyor mu diye. Open Subtitles لأرى إن كانت هذه تتطابق مع علامات الأسنان
    Kemik ile ilgili bütün hasarlar amelyatların bırakacağı izler ile uyuşuyor, sadece sağ kaval ve kamış kemiğindekiler uyuşmuyor. Open Subtitles كل حالات الاضطراب تتطابق مع الحقائق المنطقية لعملية جراحية باستثناء الكسور المركبة في عظم الساق الأكبر و المشبك
    Dr. Surnow'un, Dr. Keat'in ve Dr. Nollette'nin elyazısı standartları senin yazı tahtasında bulduklarınla uyuşmuyor. Open Subtitles خطوط العلماء الثلاثة لا تتطابق مع ما وجدتموه على السبورة
    Evet, elmadan alınan kalıp kol kemiğindeki diş izleriyle uyuşmuyor. Open Subtitles العفن من على التفاحة لا تتطابق مع علامات الأسنان على العظام
    Unutulan ama elzem bir üçüncü terim yüzünden -- veri aynı zamanda muhalif teorilerle de uyumlu olabilir. TED بسبب فكرة ثالثة مهمة لكن منسية وهي أن البيانات قد تتطابق مع نظريات منافسة
    Malesef, Lloyd'un ilaçlarıyla eşleşmiyor. Open Subtitles لسوء الحظ أنها لا تتطابق لأي من مواد لويد
    Yanmış olan bir tiner kutusu üzerinde, belirgin olmayan tek bir parmak izi parçası bulunuyor ve başından beri polisin tek şüphelisi olan adamın parmak iziyle eşleşiyor. Open Subtitles هنا وجدت بصمة جزئية وغير واضحة على ما يمكن أن يكون مخفف دهان مجرد ما حدث تتطابق مع الشخص
    Yani gözümü kırpmadan verirdim, ama çişlerimiz seninle uymuyor ki. Seninki daha köpüklü çıkıyor. Open Subtitles اعني انني كنت سأفعل لكن لا أظن ان عينة البول تتطابق فأ لا اتبول مثلك
    Kurbanın ciğerlerindeki su yosunu ile alandaki su yosunu eşleşti mi? Open Subtitles الطحالب في رئتي الضحية تتطابق معك الطحالب في الموقع ؟
    Bakalım vergi için bildirdiğin rakamlarla hesaplar tutuyor mu? Open Subtitles ولنرَ إن كانت الإيداعات المالية كلّها تتطابق والدخل المعلن عنه
    Buldukları kıl asla kimse ile eşleşmedi mi? Open Subtitles ألم تتطابق الشعرة التي عثروا عليها مع أي أحد؟
    İki spermde de eşleşme var eteğinde olan ile fotokopi odasının zeminindeki. Open Subtitles بقع السائل المنوي تتطابق. تُطابق التي على تنورتها والتي على أرضيّة غرفة التصوير.
    Ama şimdiye kadar bu mektuplardan hiçbiri ile şüphelimizin defterindeki el yazısı uyuşmadı. Open Subtitles لكن حتى الآن، لا تتطابق أياً من الرسائل مع خط اليد في مُفكّرة مُشتبهنا.
    Çocukların beyin röntgenleri test sonuçlarıyla uyum sağlamıyor. Open Subtitles مسح الدماغ لا تتطابق مع الأطفال في نتائج الاختبار.
    Korkarım öyle. Yaralar, önceki kurbanların yaralarıyla örtüşüyor. Open Subtitles أخشى ذلك، جراحهم تتطابق مع الضحايا السابقون
    Bu duruma uygun göreceli yükseklik ve vurma açısı tutmuyor. Open Subtitles قرب قدم السرير بالاستناد إلى فإن زاوية الصدمة لا تتطابق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد