Hemen yanı başımda duran bir kadın, asiler tarafından kaçırılan kocasının akıbetini öğrenebilmek için yalvarıyor. | Open Subtitles | حولي ، امرأة تتوسل للحصول على أخبار عن زوجها الذي اختُطف بواسطة الثوار |
Bizden ayrıldığı zaman yargıca yazdığı mektupta o mektupta bebeğimi benden ayırmayın diye. yargıca yalvarıyor, onu gönderdiğin zaman... | Open Subtitles | حسناً، فحوى الرسالة كانت أمي تتوسل .. للقاضي و تطلب منه حق الوصاية لأننيكنتُصغيراًللغايةعندماأنت.. |
Ama önce tıpkı bana yaptığın gibi sevdiğin her şeyi elinden alırken yalvarmanı izleyeceğim. | Open Subtitles | ولكن أولا أنا سأرقبك تتوسل إلى بينما أسلبك كل شيء تحب كما فعلت فى. |
İhanetin yüzünden affedilmek için yalvaracaksın ve barış antlaşmasını reddedeceksin. | Open Subtitles | سوف تتوسل المسامحة على خيانتك وسوف تشجب اتفاق السلام هذا لن يحدث أبداً |
Lourdes ona yalvarıyordu ve o bundan keyif alıyor gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لورديس كانت تتوسل من اجل حياتها وبدا انها كانت تستمتع بذلك |
Majesteleri bir karar vermeden önce, hayatlarınız için yalvarmak ister misiniz ? | Open Subtitles | قبل ان يقوم جلالة الملك باصدار حكمه هل تريد ان تتوسل من اجل حياتك؟ |
Gidip yalvaracak mıyız? | Open Subtitles | فقط ترجع للقاعدة و تتوسل للدخول ؟ |
Üç hafta önce, bir şans daha vermem için yalvarıyordun. | Open Subtitles | قبل ثلاثة أسابيع ، كنت تتوسل إليّ لأعطيك فرصة أخرى |
yalvarıyor filan değilim, o yüzden, evet demek zorunda hissediyorum. | Open Subtitles | أنتَ الآن تتوسل لذلك أشعر بأنني مضطرة لقول نعم |
Küçük bir parçam içinden dışarı çıkıp oynamak için yalvarıyor. | Open Subtitles | -اخرس . ثمّة نفحة منّي داخلك تتوسل للخروج وإطلاق جماحها. |
Yukarı çıkman için yalvarıyor ve sen geri çekiliyorsun. | Open Subtitles | هي تتوسل إليك لتصعد، وأنت تمسك نفسك. |
Bir öpücük için bana diz çöküp yalvarmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتوسل إلي على ركبك لقبلة. |
Ağlamanı ya da yalvarmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أشاهدك تبكى أو تتوسل |
Bir köpek gibi nefes nefese seni öldürmem için bana yalvaracaksın. | Open Subtitles | سأجعلك تنفث مثل الكلب تتوسل لي أنّ أقتلك. |
Başta, durmam için yalvaracaksın ardındansa durmamam için. | Open Subtitles | في البداية، سوف تتوسل لي أن أتوقف بعدها ستتوسل إلي أن لاأفعل |
Maggie yaşıyordu Dr. Rosen. Yardım etmem için yalvarıyordu. | Open Subtitles | ماجي كانت حية ,دكتور روزين كانت تتوسل لي لمساعدتها |
Hayatın için yalvarmak istiyorsan bu doğru zaman. | Open Subtitles | إذا أردت أن تتوسل من أجل حياتك فهذا هو الوقت المناسب |
Ne yani, şimdi de hayatın için yalvaracak mısın? | Open Subtitles | ماذا ؟ هل سوف تتوسل من أجل حياتك ؟ |
Seni tapınakta gördüm tanrılara çaresizce yalvarıyordun. | Open Subtitles | رأيتك بالمعبد رأيتك تتوسل للآلهة ولم يأتوا |
- Seni satın alması için ona yalvar. Kendine zarar verebilirsin. | Open Subtitles | تتوسل له أن يبيع لك الكمية ربما تؤذي نفسك |
Bir yer için yalvaran sen olacaksın, ve seni kapının önüne koymalarını öneren de ben olacağım. | Open Subtitles | ستكون انت من تتوسل لمكان و سأكون انا من يوصي بأن تُرمى للخارج |
Dur tahmin edeyim sana gelip pezevengi olman için yalvardı. | Open Subtitles | دعني أحزر الأمر, لقد جاءت إليك تتوسل لتشركها في العمل |
Bir daha seks için yalvarman gerekmeyecek. | Open Subtitles | لن يكون عليك أن تتوسل من أجل الجنس مجدداً. |
ve hakkım olanın bana verilmesi için, prensese yalvarmaya gitmişti. | Open Subtitles | من أجل أن تتوسل لها بأن يتم إنصافي وإعطائي حقي |
Bu tür arabalar daha hızlı gitmek için yalvarır. | Open Subtitles | هذا النوع من السيارات تتوسل إليك لأن تزيد من سرعتها. |
Birinci ders: Asla başka birine yalvarma. | Open Subtitles | الدرس الأول ، لا تتوسل أبدا رجلا آخر |
Araba gölde batarken ve Rosie hayatı için yalvarırken nasıl hissettiniz? | Open Subtitles | عندما كانت السيارة تسير في اتجاه البحيرة وكانت تتوسل اليك على حياتها، كيف شعرت ؟ |