"تتوسل" - Traduction Arabe en Turc

• yalvarıyor
• yalvarmanı
• yalvaracaksın
• yalvarıyordu
• yalvarmak
• yalvaracak
• yalvarıyordun
• yalvar
• yalvaran
• yalvardı
• yalvarman
• yalvarmaya
• yalvarır
• yalvarma
• yalvarırken

Hemen yanı başımda duran bir kadın, asiler tarafından kaçırılan kocasının akıbetini öğrenebilmek için yalvarıyor.
حولي ، امرأة تتوسل للحصول على أخبار عن زوجها الذي اختُطف بواسطة الثوار

Bizden ayrıldığı zaman yargıca yazdığı mektupta o mektupta bebeğimi benden ayırmayın diye. yargıca yalvarıyor, onu gönderdiğin zaman...
حسناً، فحوى الرسالة كانت أمي تتوسل .. للقاضي و تطلب منه حق الوصاية لأننيكنتُصغيراًللغايةعندماأنت..

Ama önce tıpkı bana yaptığın gibi sevdiğin her şeyi elinden alırken yalvarmanı izleyeceğim.
ولكن أولا أنا سأرقبك تتوسل إلى بينما أسلبك كل شيء تحب كما فعلت فى.

İhanetin yüzünden affedilmek için yalvaracaksın ve barış antlaşmasını reddedeceksin.
سوف تتوسل المسامحة على خيانتك وسوف تشجب اتفاق السلام هذا لن يحدث أبداً

Lourdes ona yalvarıyordu ve o bundan keyif alıyor gibi görünüyordu.
لورديس كانت تتوسل من اجل حياتها وبدا انها كانت تستمتع بذلك

Majesteleri bir karar vermeden önce, hayatlarınız için yalvarmak ister misiniz ?
قبل ان يقوم جلالة الملك باصدار حكمه هل تريد ان تتوسل من اجل حياتك؟

Gidip yalvaracak mıyız?
فقط ترجع للقاعدة و تتوسل للدخول ؟

Üç hafta önce, bir şans daha vermem için yalvarıyordun.
قبل ثلاثة أسابيع ، كنت تتوسل إليّ لأعطيك فرصة أخرى

yalvarıyor filan değilim, o yüzden, evet demek zorunda hissediyorum.
أنتَ الآن تتوسل لذلك أشعر بأنني مضطرة لقول نعم

Küçük bir parçam içinden dışarı çıkıp oynamak için yalvarıyor.
-اخرس . ثمّة نفحة منّي داخلك تتوسل للخروج وإطلاق جماحها.

Yukarı çıkman için yalvarıyor ve sen geri çekiliyorsun.
هي تتوسل إليك لتصعد، وأنت تمسك نفسك.

Bir öpücük için bana diz çöküp yalvarmanı istiyorum.
أريدك أن تتوسل إلي على ركبك لقبلة.

Ağlamanı ya da yalvarmanı istemiyorum.
لا أريد أن أشاهدك تبكى أو تتوسل

Bir köpek gibi nefes nefese seni öldürmem için bana yalvaracaksın.
سأجعلك تنفث مثل الكلب تتوسل لي أنّ أقتلك.

Başta, durmam için yalvaracaksın ardındansa durmamam için.
في البداية، سوف تتوسل لي أن أتوقف بعدها ستتوسل إلي أن لاأفعل

Maggie yaşıyordu Dr. Rosen. Yardım etmem için yalvarıyordu.
ماجي كانت حية ,دكتور روزين كانت تتوسل لي لمساعدتها

Hayatın için yalvarmak istiyorsan bu doğru zaman.
إذا أردت أن تتوسل من أجل حياتك فهذا هو الوقت المناسب

Ne yani, şimdi de hayatın için yalvaracak mısın?
ماذا ؟ هل سوف تتوسل من أجل حياتك ؟

Seni tapınakta gördüm tanrılara çaresizce yalvarıyordun.
رأيتك بالمعبد رأيتك تتوسل للآلهة ولم يأتوا

- Seni satın alması için ona yalvar. Kendine zarar verebilirsin.
تتوسل له أن يبيع لك الكمية ربما تؤذي نفسك

Bir yer için yalvaran sen olacaksın, ve seni kapının önüne koymalarını öneren de ben olacağım.
ستكون انت من تتوسل لمكان و سأكون انا من يوصي بأن تُرمى للخارج

Dur tahmin edeyim sana gelip pezevengi olman için yalvardı.
دعني أحزر الأمر, لقد جاءت إليك تتوسل لتشركها في العمل

Bir daha seks için yalvarman gerekmeyecek.
لن يكون عليك أن تتوسل من أجل الجنس مجدداً.

ve hakkım olanın bana verilmesi için, prensese yalvarmaya gitmişti.
من أجل أن تتوسل لها بأن يتم إنصافي وإعطائي حقي

Bu tür arabalar daha hızlı gitmek için yalvarır.
هذا النوع من السيارات تتوسل إليك لأن تزيد من سرعتها.

Birinci ders: Asla başka birine yalvarma.
الدرس الأول ، لا تتوسل أبدا رجلا آخر

Araba gölde batarken ve Rosie hayatı için yalvarırken nasıl hissettiniz?
عندما كانت السيارة تسير في اتجاه البحيرة وكانت تتوسل اليك على حياتها، كيف شعرت ؟