Geri döndüğünde seni kelepçelerden başka bir şeyin beklediğini düşünüyorsan, o zaman dünyanın nasıl işlediğini gerçekten bilmiyorsun demektir. | Open Subtitles | لذا إن كنت تحسبين أنّ ثمّة ما ينتظرك بالديار عدا الأصفاد فأنت حينها تجهلين حقّاً كيف تجري الأمور بالعالم |
Polisler burada olduğunu anlamaz. Bunu nasıl bilmiyorsun? | Open Subtitles | في كل انحاء المكان ولن يعلم احد بوجودها ، كيف تجهلين كل هذا ؟ |
Eve dönünce seni kelepçeden başka bir şeyin beklediğini sanıyorsan dünyada işlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyorsun demektir. | Open Subtitles | لذا إن كنت تحسبين أنّ ثمّة ما ينتظرك بالديار عدا الأصفاد فأنت حينها تجهلين حقّاً كيف تجري الأمور بالعالم |
Sense 19 yıldır onun tepesinde olmana rağmen hâlâ oğlunun potansiyelinden haberin yok. | Open Subtitles | تربّى في كنفك طوال 19 سنة وما زلت تجهلين قدراته. |
Bu yarışmanın benim için çok şey ifade ettiği bilmediğin bir şey değil. | Open Subtitles | أنتي لا تجهلين ،، كم أن هذه المسابقة تعني لي الكثير. |
Demek nerede olduğunu bilmiyorsunuz? | Open Subtitles | تقولين إنك تجهلين أين هو قلت لك |
Ne kadar tehlikeli olduğun hakkında hiçbir fikrin yok. Eğer sana yardım etmezsem kendini öldüreceksin. | Open Subtitles | تجهلين كم أنتِ في خطرٍ إن لم أساعدك فستقتلين نفسك |
Kendini ne kadar kötü hissedeceğini ya da neler kaçıracağını bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تجهلين عمّا ستشعرين به داخليًا أو عمّا ستفوّتينه، |
Sana âşık olmadığım zaman nasıl olduğumu bilmiyorsun. | Open Subtitles | تجهلين كيف أبدو حالما أكون غير مُغرم بكِ |
Nelerle karşı karşıya olduğunu hiç bilmiyorsun. Olayın bütününü göremiyorsun ama ben görebiliyorum! | Open Subtitles | تجهلين تمامًا ما تواجهين، إنّك عاجزة عن رؤية الصورة الأشمَل |
İyi zaman geçirmeyi bilmiyorsun. Nasıl eğlenebileceğini gösterebilecek bir erkeğe ihtiyacın var. | Open Subtitles | تجهلين كيفية الاستمتاع بوقتك، وتحتاجين لرجل بوسعه تعليمك ذلك |
- Açıkça tüm hikayeyi bilmiyorsun. Bin tane cadının nasıl öldüğünü. | Open Subtitles | جليًا أنّك تجهلين كامل قصّة حقيقة موت السحرة المئة. |
Bugün pazar mı, pazatesi mi bilmiyorsun. | Open Subtitles | تجهلين ما إن كان هذا يوم الأحد أو الاثنين. |
Törendeyiz ve sen bu ödülü almak üzere olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | إذاً، نكون في الاحتفالية وأنت تجهلين أنك ستحصلين عليها |
Sana daha fazla göndermem artık. Onlarla ne yapılacağını bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا مزيد أنت تجهلين معاملة الرجال |
Sophie, nasıl olduklarını bilmiyorsun. | Open Subtitles | واضح أنكِ تجهلين تعامل هؤلاء الناس |
Yanılıyorsun. Benim gibi olmak ne demek haberin yok. | Open Subtitles | أنت مخطئة، أنت تجهلين ما هو شعور أن تكوني مثلي |
Neler olduğundan haberin yokmuş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تتظاهرين بأنـّك تجهلين ماذا يجري. |
Neye benzediğini bilmediğin şeytandan nasıl korunursun? | Open Subtitles | أنّى تختبئين من شيطان تجهلين شكله؟ ومن عساه يدري؟ |
Tüm nedenlerimi bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | إنّك تجهلين بعضاً من أسبابي. |
- Kim olduğuma dair hiçbir fikrin yok. - Ya da neye benzediğime dair. | Open Subtitles | إنّك تجهلين من أكون أو كيف أبدو |
Ama parayı kovalamaya başlarsan, nereye gideceğini sende bilemezsin. | Open Subtitles | تبدأين باللحاق بالمال تجهلين إلى أين ستصلين |
Bir ay uzmanı olarak oynamadığından bunu muhtemelen bilmiyorsundur, ama kurt adamlar sadece geceleri çıkarlar. | Open Subtitles | طبعا أنتِ تجهلين ذلك، لأنك لم تتقمصي ابدا ذلك الدور، لكن الذئب المتحوّل لا يظهر إلا في الليل. |