- Ruhlar bir şey anlatmaya çalışıyor. - Bu bir işaret olmalı. | Open Subtitles | الأرواح تحاول إخبارنا شيء لابد انها إشارة |
- Bence Kubbe bize bir şey anlatmaya çalışıyor. - Saçmalık bu. | Open Subtitles | ـ أعتقد أن القبة تحاول إخبارنا بشيء ـ هذا هراء |
İki türlü de, bize bir şey anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | في كلا الحالتين هي تحاول إخبارنا بشيء |
Onu ülkeden nasıl çıkaracaklarını söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تحاول إخبارنا عن كيف سينقلونها خارج البلاد |
Zevk kapanı, doğal içgüdülerimizin arasındaki etkileşim; bize bunun doğru bir şey olduğunu söylemeye çalışıyor; bu, süreci taşıyan veya yönlendiren bir çeşit yapay modern dürtü. | Open Subtitles | فخ المتعة هو تداخل بين غرائزنا الطبيعية، التي تحاول إخبارنا ما الصواب للقيام به، |
Sanırım öldüğü gece annemin bize söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أظن أمنا كانت تحاول إخبارنا ليلة موتها قُبيل... |
Sanırım öldüğü gece annemin bize söylemeye çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | أظن أمنا كانت تحاول إخبارنا ليلة موتها قُبيل... |
Belki bize anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما كانت تحاول إخبارنا |
Bize birşeyler anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تحاول إخبارنا شيء ما |
Sanırım Rapunzel bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن (رابونزيل) تحاول إخبارنا بشيء أميرة من أميرات ديزني |
Eğer bir tanrı varsa Liz, sanırım o bayan bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}... إذا كان الله موجود، فإنّها تحاول إخبارنا بأمر |
Sanırım bize bir şey söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنها تحاول إخبارنا بأمر ما |
Celeste. Bence kesin odur. Davina, Celeste'in resimlerini çizerek bize anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | (سيلست)، حتمًا هي، و(دافينا) كانت تحاول إخبارنا. |