| Ben ihtiyacın olan yardımı aldığından emin olmak istiyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أريد التأكد أنّكِ ستحصلين على المساعدة التي تحتاجينها. |
| Hayır, buna senin ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا، أنتِ تحتاجينها. لا يهمك. الأمر بسيط. |
| Üzülme, ihtiyacın olan tüm oyu alacaksın. | Open Subtitles | لا تقلقي , ستحصلين على كل الأصوات التى تحتاجينها |
| Bunları atmış olacaklarını düşünmüştüm. Eve varmak için bunlara ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | اعتقدت بأنهم رموها = سوف تحتاجينها عند العودة الى منزلك = |
| Bu konuda hiç konuşmadık ve senin de buna ihtiyacın yok. | Open Subtitles | إننا لم نتناقش بها أبدا وأنت لا تحتاجينها |
| Bu konuda hiç konuşmadık ve senin de buna ihtiyacın yok. | Open Subtitles | إننا لم نتناقش بها أبدا وأنت لا تحتاجينها |
| İçinde ihtiyacın olan şeyler olabilir. | Open Subtitles | صحيح، ربما يوجد بها بعض الاشياء التي تحتاجينها.. |
| Ve güzel gözükmek için ihtiyacın olmayan tüm o malzemeler de burada. | Open Subtitles | و جميع الأشياء التي لا تحتاجينها لكي تظهرك رائعةً هنا أيضاً |
| İhtiyacın olan tek çanta, üzerinde. | Open Subtitles | انتِ بالفعل تحملي الحقيبة الوحيدة التي تحتاجينها |
| İhtiyacın olan yardımı almanı sağlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الحصول لكِ على المساعدة التي تحتاجينها |
| Okul sana hastalığınla uğraşman için ihtiyacın olan zaman konusunda oldukça cömert davrandı bence. | Open Subtitles | أعتقد .. ان المدرسه كانت جيده معكي كثيرا بأعطائك الوقت و المساحه التي تحتاجينها |
| Yastık kılıfına bağlılığın kafanın içinde ona ihtiyacın yok. | Open Subtitles | إعتمادكِ على تلك المخدّة كل هذا من نسج خيالك، لا تحتاجينها. |
| Öyleyse çıkar gitsin, ihtiyacın yok zaten. | Open Subtitles | لو كانت هي السبب فاخلعيها، إنّك لا تحتاجينها بأيّ حال. |
| Bir eşleşme için ihtiyacın olan tek bilgi bu mu? | Open Subtitles | تلك كل المعلومات التي تحتاجينها لتحصلي على تطابق ؟ |
| Teşekkürler ama sende kalsa da olur. Benden daha çok ihtiyacın var. | Open Subtitles | شكراً لك، ولكن احتفظي بها تحتاجينها أكثر مني. |
| Bahsettiği mal, tam da senin ihtiyacın olan şey. | Open Subtitles | الأشياء التي يتحدث عنها هي التي تحتاجينها بالضبط |
| İhtiyacın olan kıvılcım onun içinde ama yapacağın kılıcın birden fazla işlevi var ve ben henüz ölmedim, kızım. | Open Subtitles | الشرارة التي تحتاجينها ...موجودة بداخلها لكنّ السيف الذي ستصنعينه له أكثر مِن استعمال وأنا لمْ أمت بعد يا فتاة |
| Ruhsatını ve gerekli belgeleri hallederiz. | Open Subtitles | هنا اوراق التامين والتسجيل وكل الأوراق التي قد تحتاجينها |
| İş için ihtiyacın olur diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنك تحتاجينها لعملك |