| Görüş belirtmeme izin verirsen, Kaptan güzel bir kadını gemide taciz etmeden bırakamayız. | Open Subtitles | لوسمحت لي تدخلي سكيبر لايمكن ان نترك امرأة جميلة مثلهاعلى السفينة بدون تحرش |
| taciz, yıkıcılık, ağırlaştırıcı sebepli saldırı, göçmenlere karşı nefret suçları. | Open Subtitles | تحرش تخريب ممتلكات , أعتداء مفرط جرائم كراهية ضد المهاجرين |
| Biliyorsun, bu tip davranışlar cinsel taciz olarak değerlendiriliyor. | Open Subtitles | أتعرف، هذا النوعِ مِنْ السلوكِ قد يصنف على أنه تحرش |
| Collins'lerin küçük kızını muayene ettiklerinde cinsel taciz için de muayene yapıldı mı? | Open Subtitles | عندما فحصوا الفتاة الصغيرة هل تحققوا من علامات تحرش جنسي؟ |
| Lana'yı taciz eden o çocuk bana dava açıyor. Çiftliği elimizden alabilir. | Open Subtitles | الفتى الذي تحرش بلانا يقاضينا وقد يستولي على المزرعة |
| Sefalet, uyuşturucu, aile içi şiddet belki cinsel taciz. | Open Subtitles | من فقر مدقع، عقاقير عنف من أسرتها و ربما تحرش جنسي حتى |
| Buraya dalıp cinsel taciz diye... bağırmaya başlayacak olan... solcu dürüstlük polisiyle ilgili. | Open Subtitles | انها مسألة الشرطة الذين سيتحولون في المكان و يصرخون بوجود تحرش جنسي |
| Öyleyse bayım, buna cinsel taciz denir. | Open Subtitles | لو كان الأمر كذلك أيها السيد دعني أخبرك أن هذا تحرش جنسي |
| Zavallı şeyler şimdi geçimlerini o büyük taciz tazminatlarıyla sağlıyorlar. Bize öyle olmaz. | Open Subtitles | الان تلك الفتيات مجبرن على العيش بواسطة تسوية دعوى تحرش كبيرة المبلغ هذا لن يحدث الينا |
| Eş dövme, cinsel suçlar... taciz ve tecavüz girişimi. | Open Subtitles | تهم تتراوح بين الإساءة الزوجية و الجرائم الجنسية تحرش و محاولات اغتصاب |
| Baba kendi oğlunu taciz etme isteğini başka birine yöneltiyor. | Open Subtitles | و لست بحاجة لأخبرك أن هذه حالة تقليدية من تحويل قسري الى تحرش بعيدا عن ابنه و الى بديل |
| Ben yaptığımda, buna flört denir ama sen yaparsan buna cinsel taciz denir. | Open Subtitles | حين أفعلها هنا تسمى مغازلة حين تفعلها أنت تسمى تحرش جنسي اعتبر هذا تنبيه رسمي لن أتساهل مع السلوك المتحيز جنسياً |
| Misilleme yapmak için cinsel taciz davası açılabilir. | Open Subtitles | تعرف انه من الممكن محاكمتك بقضية تحرش جنسي |
| Buna göre, taciz olarak sayılmayan hiçbir şey yapamazsınız. | Open Subtitles | ووفقاً لما كتب,لايمكنك ان تفعل شي دون ان يعتبر ذالك تحرش جنسي |
| Belki de o çocuklardan bazılarını daha önce taciz etmişti ve kimseye bir şey söylemeyeceklerinden emindi. | Open Subtitles | لماذا هو تجريم نفسه إرساله اوتو أعضاء فريقه؟ ربما كان تحرش بعض من هؤلاء الأولاد قبل ويعرف انهم لن اقول. |
| Son Nightingale cinayetinden sekiz gün sonra cinsel tacizden yakalanmış. | Open Subtitles | اُعتقل فى قضية تحرش جنسى بعد عمليات القتل بثمانية أيام |
| Uçakta bana asıldı. | Open Subtitles | تحرش بي في الطائرة و عرض علي الجلوس في الدرجة الأولى |
| Dr. Phil ile bu hafta programındaki gibi "babam beni elledi" diyeceğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | وعليها ساعترف لك بدواخلي كاننا في حلقة بعنوان (ابي تحرش بي) للدكتور فيل؟ |
| Ama artık sikiştiğimize göre yapamazsın, çünkü bu cinsel tacize girer. | Open Subtitles | الان لاننا تضاجعنا لا تستطيع,لانه سيكون تحرش جنسي. |
| Altı üstü sana asılmış o kadar. | Open Subtitles | لقد كان مجرد تحرش ، بجانب ، أنتِ لم تدعي ما حدث بيني وبين "جريج" |
| Birinin eğlencesini bölmek tacizdir. | Open Subtitles | ان دخلت عليه يعتبر تحرش |
| Diyorum ki tacizi önleyemiyorsak, en azından yüzdesini düşürelim. | Open Subtitles | لن يكون لدينا تحرش إذن أنت تقول أن النسبة المئوية للسكان مساوية للنسبة المئوية للتحرش الجنسى بالأطفال؟ |
| Eski hipnoterapistimin etki altındayken bana tacizde bulunduğunu keşfettim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت أن طبيبي السابق للتنويم الإيحائي تحرش بي عندما كنت مريضة |
| Kredi kartı sahteciliği küçük kızları istismar etme, meşru tecavüz falan derken şimdi de cinayete terfi etmişsin. | Open Subtitles | انت قمت بتزوير كروت ائتمانية, تحرش بقاصر قضايا اغتصاب, و الان تطورنا الى القتل. |