Ucuz bira içeceksin ve umurunda olmayan şeyleri protesto edeceksin. | Open Subtitles | ستحتسين جعة زهيدة، وتحتجّين على أمورٍ لا تحفلين بها. |
Bu sadece bir iş değil. Ama senin umurunda olan tek şey aşk hayatım veya ne kadar az dekolte giydiğim. | Open Subtitles | لكنّك لا تحفلين إلّا بحياتي العاطفيّة أو كم من مفاتني لا أبيّنها. |
umurunda olan tek şey kendi mutluluğun. | Open Subtitles | اسمعي، الشيء الوحيد الذي تحفلين بأمره هو سعادتكِ. |
Onu sevdim. Ne demek diyeceklerim umurunda değil? | Open Subtitles | -ما الذي تعنينه، بأنكِ لا تحفلين لما سأقوله؟ |
- Gördün mü? Foyan ortaya çıktığı için umurunda sadece. | Open Subtitles | أنت تحفلين فقط لأنك كنت عرضة للخطر |
Bir anda umurunda mı oldu? | Open Subtitles | وأنت تحفلين فجأة، صحيح؟ |
Geride bıraktığımız hiçbir şey umurunda değil mi? | Open Subtitles | ألاّ تحفلين بأي شيء تركناه ؟ |
Elena'ya olacaklar senin neden umurunda? | Open Subtitles | لمَ تحفلين جدًا بما يحدث لـ (إيلينا)؟ |