Biliyor musun, bir prens olarak bu isteğinin gerçekleşmesini sağlayabilirim. | Open Subtitles | كما تعرفين كوني أميراً, ربما أكون قادراً على تحقيق هذا |
Seçim Bölümü'ne bir mektup göndererek bu işi tamamlamak için kendimizi hırpaladığımızı açıkladım. 9'a kadar uzatma talep ediyoruz. | Open Subtitles | شارحاً لهم كم أجهدنا أنفسنا في محاولة تحقيق هذا الأمر نحن نطالب بتمديد المهلة حتى الساعة 9: 00 صباحاً |
Şimdiye kadar bu rüyayı nasıl gerçekleştireceğime dair tereddütlerim vardı... | Open Subtitles | حتى اللحظة كنت أتفكر في السبيل إلى تحقيق هذا الحلم |
- Sen yolları kestiğinde, biz son sürat bu işi çözmeye gidebiliriz. | Open Subtitles | لذا لو أغلقتِ الطرق، وقدنا بسرعة كبيرة، فقد نتمكّن من تحقيق هذا. |
Sihriniz yoksa, ne kadar isteseniz de elde edemezsiniz. | Open Subtitles | إذا إنّكِ لا تملكين السحر ،فلا توجد هناك رغبة في تحقيق هذا |
bu binayı inşa etmek için yönetim kuruluyla ters düştüm. | Open Subtitles | لقد واجهتُ المجلس وجهاً لوجه من أجل تحقيق هذا المبنى. |
Bir aile istedim... ama o, bu yoldaki her adımda benimle kavga etti. | Open Subtitles | أردتُ عائلة لكنها كانت تشاجرني في كل خطوة في طريق تحقيق هذا الحلم |
Bir aile istedim... ama o, bu yoldaki her adımda benimle kavga etti. | Open Subtitles | أردتُ عائلة لكنها كانت تشاجرني في كل خطوة في طريق تحقيق هذا الحلم |
Dava daha da güçlenip, daha detaylı hale gelince, bu günü yaratmak daha da kolay hale geldi. | TED | كلما كانت الدعوى اقوى وأكثر تفصيلا كلما كانت فرصة تحقيق هذا اليوم أفضل |
Bir seçime sahiplerse bu hayali gerçekleştirebiliriz. | TED | نحن نستطيع تحقيق هذا الحلم إذا امتلكوا خيارًا. |
bu hedefe ulaşmamızda çok önemli bir nokta. | TED | وبالطبع، تكثيف تنظيم مكافحة التبغ هو أمر ضروري إذا كنا نريد تحقيق هذا الهدف. |
Bir anlamı olmaz. Bunu ancak birliktelik halinde yapabileceğimizi düşünüyorum. "bu tür davranışları artık kabul etmeyeceğiz" demelerine ihtiyacımız var. | TED | الطريقة الوحيدة التي أظن أننا نستطيع تحقيق هذا عن طريق التعاون. |
bu amaca doğru atılacak ilk adım bilgisayara gördüğü şeyleri öğretmek, sanal dünyanın yapı taşı bu. | TED | أول خطوة في سبيل تحقيق هذا الهدف هي أن نلقن الحاسوب كيف يرى الأشياء اللبِنة الأساسية للعالم المرئي |
Ama beraberinde bu riskleri de getirirdi. | TED | ولكن سيصاحب تحقيق هذا الواقع المخاطر التالية. |
Ve bu rüyayı gerçekteştirmenin tehlikesi aldatıcı bir dostluk duyusu ve sosyal izolasyonda bir artıştır. | TED | ولكن خطر تحقيق هذا الحلم هو إحساس خادع بالاتصال وزيادة في العزلة الاجتماعية. |
Şu halde soru şu, beyin, bu denli verimliliği nasıl elde ediyor? | TED | لذا فإن السؤال هو ، كيف يتمكن الدماغ من تحقيق هذا المستوى من الكفاءة؟ |
bu hedefe erişmek ve genel olarak sağlık hizmetlerini geliştirmek bireylerden toplumun tümüne herkesin üstün yararında. | TED | إنّ تحقيق هذا الهدف وتحسين الرعاية الصحيّة بشكلٍ عام يصبّ في مصلحة الجميع، من الفرد إلى المجتمع بأسره. |
Bana bu senaryoyu çekici kılan şey ise; bizler bunu bugünden yapabiliriz. | TED | ومايجعلني أكثر انجذابا لهذا السيناريو تحديدا، أنه يمكننا تحقيق هذا اليوم. |
Çiftçilerin bu azalmayı sağlamak için daha iyi yönetime ve daha iyi yemlere daha fazla yatırım yapma olanaklarına sahip olmaları gerekmekte. | TED | يحتاج المزارعون إلى امتلاك إمكانيات لاستثمار المزيد في إدارة أفضل وتغذية أفضل من أجل تحقيق هذا الخفض. |
Fakat öncelikle sahip olduğumuz ekonominin bu tazr bir gelişmeyi karşılayabilecek durumda olup olmadığını kontrol etmemiz gerekmez mi? | TED | لكن أليس من المفترض أن نختبر أولاً نظام إقتصادنا الذى نعمل به حالياً قادر على تحقيق هذا النوع من التقدم ؟ |