Gerçek şu ki kafanda bu şeyleri hayal ediyorsun, kimsenin cesaret edemeyeceği şeyleri hayal ediyorsun veya senin gibi karmaşık seviyede hayal etmeye başkası muktedir değil. | TED | وحقيقة أنك تحلم بهذه الأشياء في عقلك، أنت تحلم بأشياء لا يجرؤ أحد آخر أن يحلم بها، أو لا يوجد شخص آخر قادر على أن يحلم بنفس مستوى التعقيد الذي تحلم به. |
Bunu mu hayal ediyorsun? | Open Subtitles | أهذا ما تحلم به ؟ |
Hayatını dans ederek geçiriyor, ama bu onun hayal ettiği şey değildi. | Open Subtitles | أن حياتها كانت مبنية حول الرقص ولكن مايحدث لها الأن لم يكن ماكانت تحلم به |
Yedi bin dolarla hayal ettiğin her şeyi yapabilirsin. | Open Subtitles | عندما تمتلك 7 ألاف دولار يمكنك فعل كل ما تحلم به |
Anne ve babası kabul edecek ve Fiona hep hayalini kurduğu adama kavuşacak. | Open Subtitles | لقد حصلت فيونا على الشخص الذى كانت تحلم به |
Sanki kendini bildin bileli hayalini kurduğun bir dünyaya adım atmak ve sonra o hayal dünyasının senin hayatından daha gerçek olduğunu fark etmek gibi. | Open Subtitles | إنها مثل الخطو في حلم كنت تحلم به من زمنٍ طويل وتكتشف أن ذلك الحلم |
Sonunda her annenin hayal ettiği bir erkek oldun-- bir kız. | Open Subtitles | فأنت اخيراً اصبحت الولد الذي تحلم به كل أم أن يكون فتاة |
Çünkü yaparsan, birgün bir şeyler keşfedebilirsin... ..biz Simpsonların kuşaklardır hayal ettiği gibi. | Open Subtitles | لأنك إن فعلت ذلك، يوماًماقد تنجزشيئاً... تحلم به عائلتنا منذ أجيال |
Ama ben bir annenin, bir öğretmenin görmeyi hayal ettiği bir şey görüyorum: | Open Subtitles | ولكننى ارى شىء تحلم به الام والمدرس حلم عن رؤية... |
Uykudan uyanıp benim yaşadığım hayatı göğüslemek hayal ettiğin her şeyden daha fazla cesaret gerektiriyor. | Open Subtitles | إنها تتطلب أطنان من الشجاعة أن تصحى و تواجه حياتي أكثر من أي شيئ قد تحلم به |
Düşündüğün herşeye ve hayal ettiğin herşeye "hayır". | Open Subtitles | لا, لما تفكر به لا, لكل ما تحلم به |
hayal ettiğin herşey parmaklarının ucunda.. | Open Subtitles | اي شيئ تحلم به عند اطراف اصابعك |
Annesi babası onaylar, Fiona, hayalini kurduğu adamla olur. | Open Subtitles | الأم والأب موافقين وفيونا حصلت على الرجل الذي كانت تحلم به دائماً |
New York'taki en alaycı kadının bile hayalini kurduğu bir gün vardır. | Open Subtitles | ثمة يوم تحلم به حتى أكثر نساء (نيويورك) تهكميةً |
Pranga kampında hayalini kurduğun her şeye sahibiz burada. | Open Subtitles | عندنا كل شيئ كنت تحلم به فى السجن |
Ve o hayalini kurduğun yer aslında o kadar uzak değil. | Open Subtitles | وذلك المكان الذي تحلم به... ليس بعيداً كما تعتقد. |
Burası, senin hayalini kurduğun gibi. | Open Subtitles | هذا المكان هو ما تحلم به |