| çeneni hemen kapatmazsan, çenesi kıçına değen ilk insan olacaksın. | Open Subtitles | إن لم تخرس ، ستكون أول شخص يلمس ذقنه مؤخرته |
| Aslına bakarsan ben karını özlemeye başladım. Kapa lan çeneni! | Open Subtitles | ـ اللعنة، بالواقع بدأت أشتاق لزوجتك ـ لمَ لا تخرس بحق الجحيم؟ |
| çeneni kapat ve olduğun yerde kal, yoksa daha çok üşürsün. | Open Subtitles | الا تخرس وتقف حيث انت ؟ انت ستكون اكثر برودة |
| Eğer sesini kesmezsen duyacağın son haber... ..kıçını delip geçen bu Uzinin sesi olacak. | Open Subtitles | إن لم تخرس, آخر تقرير ستسمعه هو هذا الأوزي يخترق مؤخرتك |
| Tamam, işte anlaşma. Seni bırakacağım. çeneni kapatıp, ne söylersem yapacaksın. | Open Subtitles | حسناً، إليك الاتفاق، أحررك، تخرس وتنفذ ما آمرك به، اتفقنا؟ |
| Bizi soktuğun şu pislikten kurtulana kadar çeneni kapar mısın? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تخرس حتى نخرج من هذه الفوضى التي أوقعتنا بها ؟ |
| Ducky bunu söyleyince "çeneni kapa" demektir. | Open Subtitles | عندما دوكى يقول ذلك فأن ذلك يعنى ان تخرس |
| Kapa çeneni Ross! Seni uyarıyorum! - Bu Joey'in annesi. | Open Subtitles | روس, الأفضل أن تخرس وأنا أعني ذلك هذه توتي, أم جوي |
| Sen neden çeneni kapamıyorsun, artık o lanet, bebek hakkında tek bir şey duymak istemiyorum. | Open Subtitles | لماذا لا تخرس ؟ لا أريد سماع كلمة آخرى حول هذا الطفل ابداْ |
| çeneni kapatmanı söylemiştim, ve sen-- Benim tarafımda olmalıydın. | Open Subtitles | قلت لك ان تخرس من المفترض ان تكون الي جانبي |
| Ona, "çeneni kapamazsan seni öldüreceklerini" yazan bir mail aldığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتهم أنك وصلك تهديد الكتروني بالقتل يخبروك فيه إذا لم تخرس فسوف يقتلوك لا يمكنك أن تأخذ هذا إنه ملكية شخصية |
| Şimdi lanet olası sütünü iç ve çeneni kapa. | Open Subtitles | والان, هل من الممكن أن تشرب لبنك اللعين؟ وأن تخرس |
| Tamam, işte anlaşma. Seni bırakacağım. çeneni kapatıp, ne söylersem yapacaksın. | Open Subtitles | حسناً، إليك الاتفاق، أحررك، تخرس وتنفذ ما آمرك به، اتفقنا؟ |
| sesini duymak isteyene kadar çeneni kapalı tut. | Open Subtitles | حاول أن تخرس من نباحك وقتاً كافياً حتى تسمع شيئاً اخر غير صوت كلامك انت |
| sesini kes, bırak kalsın. Bırak gitsin. | Open Subtitles | أنت من يفتح فمه، مع ذلك يا رجل عليك أن تخرس و تترك الأمور، كأن تترك الأمور لتُنسى |
| Bazen sadece ne zaman susup , işe girişmen gerektiğini bilmelisin. | Open Subtitles | في بعض الأحيان عليك أن تخرس وتدع الأمر للفتاة كي تتصرف |
| Hayır, söylemek istediğim şu an ofisine girmek üzere olduğu o yüzden sus. | Open Subtitles | لا، ما أريد أن أقوله هو أنها على وشك الدخول إلى مكتبك لذلك عليك أن تخرس |
| Tanrım, şu yemeğini yiyip, susar mısın? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تخرس وتأكل طعامك اللعين |
| Özel biriyle birlikte olduğunu çenesini kapatıp, karşılıklı susabildiği zaman anlıyor insan. | Open Subtitles | هذا عندما تجد شخصاً خاصاً للغاية عندما تستطيع فقط أن تخرس لدقيقة وتشاركه الصمت بارتياح |
| Neden susmuyorsun? Daha kolay olur. | Open Subtitles | أنظر، لماذا فقط لا تخرس سيسير الأمر بشكل أسهل |
| - Gitmeme izin verebilirdin. - Sustur onu! Söyle, gitsin! | Open Subtitles | كان بإمكانك أن تدعني أذهب فحسب إجعيها تخرس , إجعليها ترحل بعيداً |
| Çenenizi kapayıp beni dinlemeye ne dersiniz iğrenç aptallar? | Open Subtitles | ماذا عن أن تخرس وتسمعني يا أغبياء ومقرفين؟ |
| Eugene, Pete'in susmasını sağla. | Open Subtitles | يوجين، تخرس بيت. |
| Eğer düşündüğüm kişiysen, ne zaman dinleyeceğini, ne zaman susacağını, ve | Open Subtitles | إذا كنت من أعتقده سَتَعْرفُ متى تَسمعُ ومتى تخرس |