Hoş bir şey olduğunu hatırlıyorum. Acaba neden peşini bıraktık? | Open Subtitles | للتذكير ، لقد كان لطيفاً حقاً اتعجب لما تخلينا عنه |
Her şeyi bir yana bıraktık, gece gündüz demeden gözlem direktörlerine göndermek için teklif edilen en iyi sözcükleri tasarlamaya çalışıyorduk. | TED | لقد تخلينا عن كل شيء، وعملنا على مدار الساعة، محاولين صياغة مقترحاتنا بإتقان لإرسالها لمديري المرصد الفلكي. |
Onları ucubemsi beatnikler(beatçi) gibi yaşamaya başlayınca bıraktık | Open Subtitles | لقد تخلينا عنها عندما بدأنا نعيش مثل غريبي الأطوار. |
Kendi gücümüzden vazgeçtik, belirsizlikten duyduğumuz rahatsızlığı onların sağladığı kesinlik illüzyonu için elden çıkardık. | TED | لقد تخلينا عن قوتنا، مقايضين عدم ارتياحنا بعدم اليقين بوهم اليقين الذي يقدمونه. |
Eğer plânımızdan vazgeçersek yine de eşim ve oğlumdan olacağım. | Open Subtitles | إن تخلينا عن خطتنا الآن لا زلت سأفقد زوجتي وابني |
Acaba şerefli dostum bu ticareti bırakırsak Fransızların hemen yerimize geçip bu işin meyvelerini toplamayacağına akıl erdiriyor mu? | Open Subtitles | هل صديقي الشريف يعتقد حقا إذا تخلينا عن التجارة الفرنسيون لن يخطوا فورا إلى أماكننا ويحصدوا الجوائز؟ |
Hasta yıldız üssünde bıraktığımız cihazın kazara bulaşıcı hale geldiğini düşünüyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنها كانت ببساطة تلوث عرضى للمنارة التى تخلينا عنها فى السفينة المُصابة |
Neden yemekhaneyi bıraktığımızı hala anlayabilmiş değilim. | Open Subtitles | لا زلتُ لا أفهَم لماذا تخلينا عن إدارة الكافيتيريا |
Bu 39 adamı kendi hallerine bıraktık. Yüzlerini şeytan görsün. | Open Subtitles | لقد تخلينا عن هؤلاء الـ39 الذين يستحوذهم الشيطان |
İnsani değerler deneniyor, sorgulanıyor ve çoğu zaman görmezden geliniyor. Fakat en önemlisi, adaleti aramayı bıraktık. | TED | حيث تُختبر المبادئ الانسانية، وتتعرض للتشكيك، ثم غالبا ما يتم تجاهلها، ولكن، لعل الأمر الاكثر أهمية هو أننا، تخلينا عن السعي لتحقيق العدالة. |
Amına koduğumunun hafızası zayıf. Biz seni bıraktık. | Open Subtitles | الوغد ذاكرته ضعيفة الذين تخلينا عنه |
Söylemiştim. Silahlarımızı bıraktık. | Open Subtitles | قلتُ لكَ, إننا تخلينا عن أسلحتنا |
Artık nazik olmayı bıraktık. | Open Subtitles | لقد تخلينا عن لطفنا |
Senin için her şeyi bıraktık. | Open Subtitles | لقد تخلينا عن كل شيء من اجلك. |
Şimdi sana söylediğim şeylere inanıyor musun? Onlar için her şeyden vazgeçtik. | Open Subtitles | الآن هل تصدقين كل ما قلته لكِ من قبل ؟ تخلينا عن كل شيء من أجلهم |
Belli ki artık çocuk sahibi olmaktan da vazgeçtik. | Open Subtitles | وعلى مايبدو أننا تخلينا عن محاولة إنجاب أطفال |
Temsillerden, meclisten ve özgür irade ile konuşmaktan vazgeçtik. | Open Subtitles | نحن تخلينا أن يكون هناك من يمثلنا حرية التعبير ، حرية التجمع |
Eğer şimdi vazgeçersek, bu işi de bırakmak demektir. Ve ben bunu yapamam. | Open Subtitles | أذا تخلينا عن الأمر,ومن الأفضل أن نفعل أنا لا أستطيع فعل ذلك |
Eğer şimdi vazgeçersek veya kin tutarsak, alay konusu oluruz. | Open Subtitles | إن تخلينا عن عدائنا الآن سنتعرض لسخريتهم |
Bunu bir kez bırakırsak bir daha yaşayamayacağımızdan korkuyorum. | Open Subtitles | و أنا قلق فحسب إن تخلينا عن هذا لن نحصل عليه أبداً |
İnsanların bir araya gelebileceğine inanmayı bıraktığımız gün dünyadan umudumuzu kesmişiz demektir ve buna hazır değilim. | Open Subtitles | اليوم الذي نتوقف عن الأعتقاد بأن مختلف الناس لا تتحد معاً.. سيكون اليوم الذي تخلينا عن العالم. أنا لستُ مستعداً لذلك. |
Büyük ihtimalle seni neden bıraktığımızı merak ediyorsundur. | Open Subtitles | من المحتمل أنك تَتسائلُ لماذا تخلينا عنك. |