| Tamamen hayal ürünü. Bir sorun yok. kimse seni incitmiyor. | Open Subtitles | تخيلات فقط ، كل شيء على ما يرام لا أحد سيؤذيكِ |
| Çocukken bile geniş bir hayal gücün vardı. | Open Subtitles | لقد كانت لديك تخيلات غريبة منذ ان كنت طفلة |
| Küçük çocukların inanılmaz bir hayal güçleri var değil mi? | Open Subtitles | الأطفال الصغار لديهم تخيلات جامحه, أليس كذلك ؟ |
| Bazen çocukluk fantezileri zor yetişkin hayatın gerçeklerinden huzurlu bir sığınma sağlar. | Open Subtitles | أحيانا تخيلات الطفولة يمكن أن تعرض الملجأ من سنوات البلوغ القاسية |
| İkimizle ilgili fantezi kurmadığını söyleme bana. | Open Subtitles | لا تخبرني أنه لم تكن لديك تخيلات عني وعنك |
| Diyene bak. Fahişelere kablo bağlama fantezisi olan adam. | Open Subtitles | كلام صادر من شخص لديه تخيلات لمومسات موصلة إلى أسلاك. |
| Cinsel dürtüleriyle doğrudan bağlantılı cinayetle ilgili fantazileri var. | Open Subtitles | لديه تخيلات قاتلة بشكل مباشر . مُرتبطة إلى إندفاعه الجنسي وتحريره |
| Bu söylediğin şeyler sadece kafanda. | Open Subtitles | هل تعرف أن هذه الأمور التي تتفوه بها.. إنها تخيلات.. |
| Uzaylılar tarafından kaçırılma sanrısının neresi nörolojik değil? | Open Subtitles | أي جزء من تخيلات إختطاف الفضائيين ليست عصبية؟ |
| Kendini, onu düşünmekten onu hayal etmekten ve içinde kötü şeyler barındıran fanteziler kurmaktan nasıl alıkoyabilirdi? | Open Subtitles | كيف أنه لم يستطع أن يتوقف عن التفكير بها وأن يحلم بها وأنه كانت لديه تخيلات عن عمل أمور بذيئة لها |
| Senin intikam fantezilerine ayıracak daha fazla zamanım yok. | Open Subtitles | rlm; لا وقت أضيعه على تخيلات الانتقام هذه |
| Evet, ama bu hayal ürünü, tatmin edici değil. | Open Subtitles | نعم، ولكن تعلمين، أنها مجرد تخيلات وليست كافية. |
| Kaç tane akıl hastasının 23'le ilgili hayal kurduğu da umrumda değil. Yanılıyorlar! | Open Subtitles | ولا يهمنى عدد المجانيين الذين لديهم تخيلات حول الرقم23 |
| Sanırım genç yaşlardan itibaren pek çok insan birini öldürmeyi hayal etmiştir. | Open Subtitles | اعتقد أن معظم الشبان تأتيهم تخيلات لقتل أشخاص بمخيلاتهم |
| Babam bana böyle şeyleri ilk gösterdiğinde hayal falan görüyor sanmıştım. | Open Subtitles | عندما أراني والدي أشياء مثل هذه، ظننت أنها تخيلات كانت تطرأ عليه. |
| Bence bu bir hayal. | Open Subtitles | أنا أَعتقدُ بأنّها مجرد تخيلات. |
| Ana karakterin, sevgilisinin inanılmaz büyük memeli annesiyle ilgili iskelelerde sikiş fantezileri var. | Open Subtitles | الشخصية الرئيسة لديها تخيلات حول مضاجعة أم حبيبيته, المثيرة جداً حقاً؟ |
| İstek çılgınca fantezileri destekler. | Open Subtitles | لذا، تدعم الرغبة تخيلات مجنونة |
| İkimizle ilgili fantezi kurmadığını söyleme bana. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك لم يكن لديك تخيلات بشأننا. |
| Anlaşılmıyor ama sanırım Zaman'ın, karısını genç erkeklerle seks yaparken izleme sonra da onları işkence ederek öldürmeden önce daha erkeksi hissedebilmek için onların cinsel organlarını tüketme fantezisi varmış. | Open Subtitles | حسنا , الامور ليست واضحة لكن يبدوا ان زومان لديه تخيلات بشماهدة زوجته تعاشر رجالا صغار السن |
| Bizlerin çocukken nasıl ev fantazileri kurduğumuzu bilirsin. | Open Subtitles | اتعلم كيف كانت تخيلات شقتك عندما كنت مراهقا |
| Bu söylediğin şeyler sadece kafanda. | Open Subtitles | هل تعرف أن هذه الأمور التي تتفوه بها.. إنها تخيلات.. |
| Uzaylılar tarafından kaçırılma sanrısının neresi nörolojik değil? | Open Subtitles | أي جزء من تخيلات إختطاف الفضائيين ليست عصبية؟ |
| Bazı arzuları gerçekleştirecek fanteziler. | Open Subtitles | كان هنالك بعض الأمنيات لإنجاز تخيلات |
| Evet, ölüm fantezilerine acayip bayılırım. | Open Subtitles | انا احب جدا تخيلات الموت |