| Dünyanın tamamen değiştiğini ve kimsenin bunu fark etmediğini hayal et. | Open Subtitles | تخيّلي لو أنّ العالم قد تغيّر تمامًا، ولمْ يلحظ أحد شيئًا. |
| Aklına gelebilecek en kötü şeyi hayal et. | Open Subtitles | تخيّلي فحسب أكثر الأمور فظاعة يمكنك تخيّلها |
| Bir dokunuşuyla neler yapabileceğini düşünsene. | Open Subtitles | تخيّلي ما الذي يُمكن أن تفعله قصّة واحدة. |
| O iş onun hayatıydı. düşünsene Marge ya sende yapmayı sevdiğin bir işten kovulsaydın. | Open Subtitles | تلك الوظيفة كل ما يملكه ، تخيّلي شعورك لو تم طردك من .. |
| Demek istedigim, düşün ki bu seyahatte tanıştığın birine aşık oldun. | Open Subtitles | أعني، تخيّلي بأنّك أحببت شخصا ما قد قابلتيه في الرحلة هنا... |
| Bunu yapabilen birinin oğluna neler yapabileceğini sen düşün. | Open Subtitles | و إن كانت قادرة على فعل ذلك بها تخيّلي ما قد تفعله بابنكِ |
| O bilgilerin beyinden alınabildiğini hayal et. | Open Subtitles | لكن تخيّلي أنّ ثمّة طريقة لاستخراج تلك البيانات من الدماغ. |
| O bilgilerin beyinden alınabildiğini hayal et. | Open Subtitles | لكن تخيّلي أنّ ثمّة طريقة لاستخراج تلك البيانات من الدماغ. |
| Diğer taraftaki daktiloya baktığını hayal et. | Open Subtitles | تخيّلي أنّكِ تنظرين إلى الآلة الكاتبة في العالم الآخر |
| Karınla ve çocuğunla akşam yemeğine oturduğunu hayal et. | Open Subtitles | تخيّلي أنّكِ جالسة على العشاء مع زوجتكِ و إبنكِ. |
| Patronlarım öğrendiğinde nasıl da şaşırdığımı hayal et. | Open Subtitles | تخيّلي مفاجأتي عندما اكتشف رئيسي هذا الأمر. |
| Kendini rahatlamış ve güzel bir yerde hayal et. | Open Subtitles | الآن، تخيّلي نفسكِ مُسترخية، في مكانٍ جميل. |
| düşünsene, şehirlerin, araçların, silahların kıtaların büyüdüğünü. | Open Subtitles | لكن تخيّلي مدناً وسيارات وأسلحة قارات بأكملها كلّها نامية تماماً |
| düşünsene, şehirlerin, araçların, silahların kıtaların büyüdüğünü. | Open Subtitles | لكن تخيّلي مدناً وسيارات وأسلحة قارات بأكملها كلّها نامية تماماً |
| Ama bu şeyin kalıcı olarak hücresel bozulmayı yok ettiğini düşünsene. | Open Subtitles | لكن تخيّلي إمكانية أن يمنع تحلل الخلايا للأبد |
| Mucizelerin yanı sıra, burada tedavi de bulabileceklerini düşünsene. | Open Subtitles | تخيّلي أن يجدوا الرعاية بالإضافة إلى المعجزات |
| Bir düşünsene, bedeninin içinde kısılıp kalmışsın ama hâlâ olan bitenin farkındasın. | Open Subtitles | تخيّلي هذا، أن تكوني مسجونة في جسدك، ولكنكِ لاتزالين واعية. |
| Kırılan herkesin hisleri hakkında doğru söylediği bir dünyayı düşünsene. | Open Subtitles | تخيّلي عمّا سيصير عليه العالم لو أنّنا جميعاً أصبحنا صادقين حيال انجراح مشاعرنا |
| Ama bir saniyeliğine düşün, onların yerinde olsaydın nasıl olurdu? | Open Subtitles | لكن تخيّلي , فقط لـ لحظة مالذي سيكون الوضع عليه لو أنكِ واحدة منهم |
| Onu özümse. İçine çek. Ağaç olduğunu düşün. | Open Subtitles | اِمتصيه, دعيه يتوغل في أعماقكِ تخيّلي أنّكِ شجرة. |
| Ölü bir ineğin kıçından yukarı doğru çıkan bir şeyi düşün. | Open Subtitles | تخيّلي شيءَ صغيرَ يصعد على مؤخرة بقرة ميتة. |
| Düşünebiliyor musun, Felicia eğer ben yoruluyorsam Ohio'daki lastik üreticilerinin ne kadar yorulacağını düşün. | Open Subtitles | يُمْكِن أَنْ تَتخيّلي،فيليسيا، كما انا متعبة تخيّلي كَيفَ يتعب صناع المطاطَ هنا في أوهايو. |