| Çoğu ayakkabının dış tabanı sertleştirme adı verilen bir süreçten geçen kauçuktan yapılmıştır. | TED | تُصتع معظم النعال الخارجية للأحذية من المطاط الذي خضع لعملية معالجة تدعى الكبرتة. |
| Bunun adı Striptiz Bulmacası. Biz yaptık. Bando Kampı geleneğidir. | Open Subtitles | تدعى ستريب تريفا، نحن اخترعناها إنها من تقاليد مخيم الباند |
| Ben de bir zamanlar Sara adında bir kadına aşıktım. | Open Subtitles | لقد كنت عاشقا عندما كنت بمثل عمرك بإمرأة تدعى ساره |
| Ben de bir zamanlar Sara adında bir kadına aşıktım. | Open Subtitles | لقد كنت عاشقا عندما كنت بمثل عمرك بإمرأة تدعى ساره |
| Rodriguez'un annesi Vista Del Fuego diye bi kasabada yaşıyor. | Open Subtitles | والدة رودريجز تعيش في بلدة صغيرة تدعى فيستا ديل فويغو. |
| Üniversite son sınıftayken Avrupann Entellektüel tarihi isimli bir ders alıyordum. | TED | عندما كنت بالجامعة في سنتي الاخيرة، ألتحقت بدورة تدعى التاريخ الاوروبي الفكري. |
| Bir teori embriyodaki yumru denen küçük bir oyuğa yoğunlaşmıştır. | TED | تركّز إحدى النظريات على حفرة صغيرة في الجنين تدعى عقدة. |
| Ekranınızın ortasında gördüğünüz küçük varlıklara rotifer deniyor. | TED | الكائنات التي تشاهدونها بمنتصف شاشتكم، تدعى الدّوّارات. |
| Sağ tarafta ise Pittsburgh'ta yapılanmış Aethon adlı bir şirketten gelen TUG'lar var | TED | و على اليمين بعضاً من التاقز من شركة تدعى إيثن في مدينة بيتسبرغ |
| Cadının adı Zi Juan'dı ve generalin hiç de beklediği gibi biri değildi. | Open Subtitles | الساحره كانت تدعى بأسم زى جوان الساحره , ليست كما كان توقعها الجينرال |
| Suları yokmuş, ben de bunu getirdim adı Çılgın olan bir sodaymış. | Open Subtitles | لم يكن لديهم الماء، لذلك أحضرت هذا صودا تدعى .. جداَ مضحك |
| New York'ta, Robin Hood adı verilen kar amacı gütmeyen bir kuruluşun geliştirme bölümünün başındayım. | TED | في نيويورك انا رئيس تطوير لمجموعة غير ربحية تدعى روبن هون |
| Kariyerimin çoğunu biyoluminesens adı verilen olguyu araştırmakla geçirdim. | TED | لقد قضيت كل مسيرتي المهنية ادرس الظاهرة الحيوية التي تدعى الضوء الحيوي |
| El Sombrero Club'da çalışan Sonia adında bir Meksikalı kızla yaşardı. | Open Subtitles | يعيش مع فتاة مكسيكية تدعى سونيا يستخدمها للعمل في نادي سومبريرو |
| İkisi de Belgrad kaynaklı Luca Univox adında bir şirketten. | Open Subtitles | و الاثنان من شركه تدعى لوكا يونيفوكس مقرها فى بلغراد |
| Bayan Florrick, eşiniz sizi Amber Madison adında bir fahişe ile aldattı. | Open Subtitles | إذاً سيدة فلوريك, لقد قام زجك بخيانتك مع عاهرة تدعى آمبر ماديسون |
| Steve Jobs: Ve biz çoklu-dokunmatik diye adlandırılan yeni bir teknoloji icat ettik. | TED | ستيف جوبز: ونحن قد اخترعنا تقنية جديدة تدعى اللمس المتعدد. |
| "Budapeşte" isimli küçük bir şiir, onunla, yaratma sürecini yansıtıyorum veya yansıtmaya çalışıyorum. | TED | إنها قصيدة صغيرة تدعى"بودابست،" اكتشف فيها، أو ادعي أني اكتشفت، سر الأعمال الإبداعية. |
| Weishaupt, gizli cemiyetinin görüşlerini Mason denen bir gruptan örnek aldı. | TED | اقتدى وايسهاوبت في صياغة مظاهر مجتمعه السري بمجموعة تدعى الماسونيون الأحرار. |
| Buna "ısıt, döv ve işle" deniyor; malzeme bilim adamları böyle diyor. | TED | تدعى سخن وأطرق وعالج... هذا ما يطلقه علماء المواد على هذه العملية. |
| Daha sonra ise de epey yaşlı bir Rus uçağı ile medeniyetin son noktası olan Khatanga adlı bir kasabaya uçtuk. | TED | ومن ثم، قمنا باستئجار طائرة روسية قديمة جداً لتطير بنا إلى مدينة تدعى كاتنقا، والتي تعتبر نوعاً ما آخر نقطة للحضارة. |
| Sonia Jasmin adındaki hasta kendisine saldıran doktor hakkında şikayet dilekçesi verdi | Open Subtitles | مريضة تدعى سونيا جاسمن حررت شكوى ضد الدكتور الذي قام بالاعتداء عليها |
| O yuvarlak şeylere lastik denir ve arabanın altına takılır! | Open Subtitles | هذه الأشياء المستديرة تدعى إطارات وهى توضع فى أسفل السيارة |
| Bu bileşen melanosit denilen deri hücrelerinden gelir ve iki temel form alır. | TED | تأتي هذه التدرجات من خلايا الجلد التي تدعى الخلايا الصباغية وتأخذ شكلين أساسيين. |
| Ve bu saldırgan, Mola Mola ismi ile tanınan büyük "güneş balığı" dır. Ana beslenme kaynakları da denizanalarıdır. | TED | وهذا المفترس هو سمكة عملاقة في المحيط، تدعى مولا مولا، وفرسيتها الاساسية هي قناديل البحر |
| 1901 yılında Auguste isminde bir kadın Frankfurt'ta bir akıl hastanesine kaldırılır. | TED | في سنة 1901، أخذت امرأة تدعى اوجستا إلى فرانكفورت من أجل العلاج. |
| Bu noktayı size Budrus adlı bir köyden bahsederek izah etmeme izin verin. | TED | اسمحوا لي لتوضيح هذه النقطة التي تأخذك إلى هذه القرية تدعى بدرس. |
| Bulduğumuz yerin, kocasının özel yeri olduğunu iddia ediyor. Hiç girmemiş oraya. | Open Subtitles | انها تدعى أن هذا كان ركنه الخاص لم تأتى الى هنا قط |
| Buna karate diyorlar ve bunu sadece iki tür insan bilir. | Open Subtitles | تدعى الكاراتيه و هناك نوعان من الناس يعرفونها |