"تذكاراً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hediye
• bir hatıra
• anı
• hatırlatacak
• hatıralık bir

Düğün günümde size çok daha güzel bir hediye verebileceğime eminim.
لكن يجدر بي أن أعطيك تذكاراً أفضل من هذا بكثير في يوم زفافي

Ve ona ilgimi göstermek için küçük bir hediye vermek isterim.
ويسعدنى أن أقدم لها تذكاراً صغيراً تعبيراً عن مودتى

Neredeydi? Hiçbir şey hatırlamıyor ama şanslıyız ki gezisinden bir hediye getirmiş.
لا تذكر أي شيء عن ذلك، لكنها تركت تذكاراً من رحلتها لحسن الحظ

Bu arada, beni hatırlaman için sana küçük bir hatıra bıraktım.
في الوقت الحالي، لقد تركت لك تذكاراً صغيراً حتى تتذكّرني به

Sadece birlikteliklerinin hatırına ona bir hatıra, bir anı olması için böyle şeyler verebilir.
إنه يعترف فقط بحقيقة أن العلاقة أخذت مجراها بإهداءها تذكاراً تذكاراً لكل أوقاتهما معاً

Ama ben hakkınızda bir şeyler biliyorum. Ve yuvanızı hatırlatacak bir şey getirdim.
لكنني أعرف عنك وأحضرت لك تذكاراً من الوطن.

- Kusura bakma, Po. - Sana hatıralık bir şeyler getiririz.
آسف يا صاح سأحضر لك تذكاراً

Hemşire Roberts'ın yeğeni, Onbaşı Roberts'dan bir hediye olarak düşünün.
اعتبروا هذا تذكاراً من ابن أخ الممرضة (روبرتس) العريف (روبرتس)

Al, kabul edersen sana bir hediye vereyim.
أستطيع إهداءك تذكاراً إن أحببت

Ve bir avcı olarak onun kolyesini aldın, hediye olarak.
وبكونك إنساناً مُفترساً بطبيعتك، فقد أخذت تذكاراً...

Troy Dyer, sana bir hediye getirdim.
تروى داير ،جلبت لك تذكاراً

Bir hediye olarak kabul et.
سمي ذلك تذكاراً

Bu tüfek belki de güzel bir hatıra.
ربما تشكل تلك البندقية تذكاراً لطيفاً

Hoş bir hatıra olacağını düşünmüştüm.
فكرت انها قد تكون تذكاراً رائعاً

Aç değildim bu yüzden bir hatıra satın alayım dedim.
لم اكن جائعة لذلك اشتريت تذكاراً

Başka bir hatıra daha ister misin?
أتريدين تذكاراً آخراً؟

Başkan Palmer'dan Aaron Pierce'a bir hatıra bırakmak için... geldiğini söyledi.
(لقد قال أن لديه تذكاراً من (ديفيد بالمر (اراد أن يسلمه إلى (أرون بيرس

Harika bir anı olacaktır.
يمكن لها أن تكون تذكاراً رائعاً.

"Lütfen" dediğin için, sana bir anı yollayacağım.
"حسناً، بما أنكِ قلتِ "أرجوك سوف أرسل لكِ تذكاراً

Agrabah'ı hayal kırıklığına uğrattığımı hatırlatacak bir şey verdi.
الأمنية أعطتني تذكاراً عن كيفيّة خذلاني لـ"آجرباه"

Eski dostun Stewie, çıkarken kendine hatıralık bir şeyler aldı.
ستوي)، قد أخذ) تذكاراً صغيراً عند خروجه