Bu zamanda dönüş bileti alan da kesinlikle iyimser biridir. | Open Subtitles | أي شخص يشتري تذكرة عودة هذه الأيام هو شخص متفائل حُكماً |
Bugün kazandığın tek şey her nereden geldiysen oraya geri dönüş bileti. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي كسبته اليوم هو تذكرة عودة, لأياً كان الجحيم الذي قدمت منه |
Alman turistlerle doluymuş bu yüzden ikimize de dönüş bileti aldım. | Open Subtitles | إنها مليئة بالسياح الألمانيين لذا لذا إبتعت لنا تذكرة عودة. |
Her ihtimale karşılık bir de dönüş bileti aldım. | Open Subtitles | كما ابتعت لكِ تذكرة عودة تحسباً |
Çok erkenden York'a gittim ve Londra'ya gidiş-dönüş bileti aldım. | Open Subtitles | ذهبت لـ(يورك) مبكراً للغاية, واشتريت تذكرة عودة لـ(لندن) |
Zaten dönüş bileti varmış ve gitmek için ısrar etti. | Open Subtitles | حسنا لقد كان لديه تذكرة عودة و أصر |
Ve aynı isimle Chicago'ya dönüş bileti. | Open Subtitles | تذكرة عودة إلى " شيكاغو " بنفس الاسم |
Nasim Marwat, eve dönüş bileti karşılığında, görev hakkında hiçbir bilgisi... olmadığına dair bir ifade imzaladı. | Open Subtitles | وقّع السيد (نسيم مروت) على اقرار بانكاره لأية معلومة عن المهمّة مقابل تذكرة عودة للوطن. |
Bertinelli'nin tutuklanması bültenlere düştü. Helena eve dönüş bileti almadan önce ne kadar vaktimiz vardır sizce? | Open Subtitles | خبر اعتقال (بيرتنالي) انتشر، متى برأيك ستقطع (هيلينا) تذكرة عودة للوطن؟ |
Eğer York'taki memur bana Londra'ya gidiş-dönüş bileti sattığını hatırlarsa öldüm ben. | Open Subtitles | إذا تذكر البائع في (يورك) بيع تذكرة عودة لي لـ(لندن) فسأصبح رجلاً ميتاً |