İyi ama yağ olmadan da Tadını aldığın tek şey domuzun dübürü. | Open Subtitles | حسنا, نعم لكن بدون الشحم... كل مايمكنك تذوقه هو فتحة شرج الخنزير |
Onlar seni davet ederse Tadını çıkar, Penn. O anı bir daha yakalayamazsın. | Open Subtitles | عندما تكون مدعواً تذوقه لن تستعيد تلك اللحظة |
Ben çaydan bahsediyorum. - O da öyle. Önce tadına bakın. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الشاى ــ وهذا أيضا جيد تذوقه فى البداية |
Hadi. Üzerinde çalıştığım bir şey. Bir tadına bak. | Open Subtitles | هيا, إنه شيئاً انا أعمل عليه, فقط تذوقه. |
tat kaybı, babamın aldığı hapların bir yan etkisi. | Open Subtitles | فقد تذوقه بسبب أعراض جانبية لديه بالحبوب التي يأخذها |
Hah? Bunu tatmak ister misin? O zaman diline değdir. | Open Subtitles | هل تريد تذوقه حسنا اخرج لسانك |
-Braçiol yaptım. Denesene. | Open Subtitles | لقد حضرت بعض البرجول تذوقه |
Hiçbir şeye dokunamadığın, Tadını alamadığın bir dünyada sıkışıp kaldığını düşün. | Open Subtitles | تخيّل نفسك محصور فى عالم، غير قادر على لمسه.. ولا على تذوقه. |
Ölmekten korkma için çok gençler ama Tadını sevecek olgunluğa erişmişlerdi. | Open Subtitles | أصغر من أن يخاف الموت، ولكن فقط من العمر ما يكفي لكي يحب تذوقه. |
Binde birlik bir çözeltide bile Tadını alabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك تذوقه بجرعة من واحد لألف |
Öyleyse Tadını çıkar ve hepsini bir seferde yeme. | Open Subtitles | ...إذن تذوقه.. ولا تأكله كله دفعةً واحدة |
İnsanlar Tadını alınca, adı duyuldu. | Open Subtitles | مجرد ما تذوقه الناس، انتشر الأمر. |
Yaptığını sanmıştım ama brunch'tan sonra gidip baktığımda orada değildi. tadına bak. Organik limon. | Open Subtitles | لقد ظننته فعل ,لكن بعدما تفقدته بعد العشاء لم أجده تذوقه , أنه ليمون عضوي |
Kurbanının korkusunun tadına bakabilirken, neden koklamakla yetinirler ki? | Open Subtitles | لمَ تشتم خوف ضحيتك ف حسب بينما يمكنك تذوقه |
Dışarıda keşfedilecek kocaman bir dünya var ve ben neredeyse sadece tadına bakabildim. | Open Subtitles | هناك عالم كاملٌ في الخارج علي إستكشافه و بإمكاني حتى تذوقه |
Daha önce hiç yemeğin tadına bakmadan tuz dökmedim. | Open Subtitles | لم يسبق لي وضع ملح على طعامي دون تذوقه أولًا |
"Bir kere tat onu, etkisi seni salıvermez asla." | Open Subtitles | تذوقه مره واحده و تعويذة سحره لن تدعك |
"Bir kere tat onu, etkisi seni salıvermez asla." Langston Hughes. | Open Subtitles | تذوقه مره واحده و تعويذة سحره لن تدعك |
Ama bunun, um... tattıktan sonra tuhaf bir tat bırakıyor. | Open Subtitles | لكن فيه فيه طعم غريب بعد تذوقه |
Bunu tatmak mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد تذوقه ؟ |
Etten biraz tatmak istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرت أنك قد تودين تذوقه. |
Iyice kizarmis seyleri çok severim. Denesene. | Open Subtitles | انه محمص جيداً تذوقه |
Yani bugünlük ufaktan bir tadayım dedim işte. | Open Subtitles | يوم كل تذوقه أحتاج ... أنا أعني، أتعلمين |