Kayıp kardeşimiz hakkındaki güvenmemekle ilgili olan düşüncemi değiştirdiğimi bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنّك قد تودّ المعرفة بأنّي تأثرت بما قلتَه حول قراري بعدم الوثوق في أختنا التي غابت دهرًا طويلًا. |
Dünya'daki son günüm buysa zevk alabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي إن كان هذا آخر يوم لي على الأرض لربما عليّ الاستمتاع به |
Sana biraz daha yardım edersem, sen de bana yardım edersin diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنّي إذا ساعدتك أكثر قليلًا فربّما تساعدني. |
Birkaç kurabiye istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنّك قد تحبّين تناول بعض البسكويت. |
Rahatlamak için, buranın iyi bir yer olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنّه مكانًا مناسبًا لتفرّغي بعض الكبت. |
- Madison Street olduğundan fazlasıyla emin görünüyordun. - Öyle olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ."بدوت متيقنًا أنّه كان شارع "مادسون - .أجل، تراءى لي أنّه كذلك - |
Sana da bir kod adı vermenin zamanı gelmişti diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنّه الأوان المناسب ليكون لك اسم حركيّ. |
Biraz canlandırıcı içki iyi gelir diye düşündüm. | Open Subtitles | طريف، تراءى لي أنّك بحاجة لمشروب يمدّك بالطاقة. |
Evet, gidip onun üzerinden çıkan kişisel eşyalarına bakabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، تراءى لي أنّه يُمكنني الذهاب لتفقّد الأغراض التي خزّنتها مع بقاياه |
Eğer yeteri kadar araştırırsak bir şey bulabiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنّنا لو بحثنا أكثر، سنجد دليلًا. |
Torununun kızıyla tanışmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنّه ينبغي أن تُقابلين إبنة حفيدتكِ. |
"Kim olduğunu kim biliyor ki, kimin umurunda," diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى في بالي "من يدري "ماقد يحدث؟ من يحفل أصلًا؟ |
Evet. Arada bir ziyaret etmek isterler diye düşündüm. | Open Subtitles | أجل، تراءى لي أنهما قد تودا المجيء لزيارتك يومًا ما. |
Senin de aynısını yapmak isteyebileceğinden bilmen gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنه يجب أن تعلم لأنك ربما تود فعل مثلما فعلت |
Bir parça ayırmaktan kimseye zarar gelmez diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أن أخذ واحدة لن يضر أحد |
Geri istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | تراءى لي أنّك قد تودُّ إستعادة الزي |
Ben de antrenman yaparım diye düşündüm. - O ne? | Open Subtitles | لذا تراءى لي أن أتدرب، ما هذا؟ |
NSA'i hacklediğin için Lompoc Federal Hapishanesine girmeden önce biraz fast food yemelisin diye düşündüm. | Open Subtitles | أجل، تراءى لي أن عليك تناول وجبة طعام جاهز قبلما يحبسونك في سجن (لومباك) لاختراقك وكالة الأمن القوميّ. |
Senin iyi olduğunu düşündüm hep. | Open Subtitles | إنّما تراءى لي أنّك كما يرام. |
Johnny'le tanıştığımda, tanıdığım en büyüleyici adam olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لمّا قابلت (جوني)، تراءى لي أنّه أجذب رجل قابلته يومًا. |