"تراءى" - Translation from Arabic to Turkish

    • diye düşündüm
        
    • olduğunu düşündüm
        
    Kayıp kardeşimiz hakkındaki güvenmemekle ilgili olan düşüncemi değiştirdiğimi bilmek istersin diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنّك قد تودّ المعرفة بأنّي تأثرت بما قلتَه حول قراري بعدم الوثوق في أختنا التي غابت دهرًا طويلًا.
    Dünya'daki son günüm buysa zevk alabilirim diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي إن كان هذا آخر يوم لي على الأرض لربما عليّ الاستمتاع به
    Sana biraz daha yardım edersem, sen de bana yardım edersin diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنّي إذا ساعدتك أكثر قليلًا فربّما تساعدني.
    Birkaç kurabiye istersin diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنّك قد تحبّين تناول بعض البسكويت.
    Rahatlamak için, buranın iyi bir yer olduğunu düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنّه مكانًا مناسبًا لتفرّغي بعض الكبت.
    - Madison Street olduğundan fazlasıyla emin görünüyordun. - Öyle olduğunu düşündüm. Open Subtitles ."بدوت متيقنًا أنّه كان شارع "مادسون - .أجل، تراءى لي أنّه كذلك -
    Sana da bir kod adı vermenin zamanı gelmişti diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنّه الأوان المناسب ليكون لك اسم حركيّ.
    Biraz canlandırıcı içki iyi gelir diye düşündüm. Open Subtitles طريف، تراءى لي أنّك بحاجة لمشروب يمدّك بالطاقة.
    Evet, gidip onun üzerinden çıkan kişisel eşyalarına bakabilirim diye düşündüm. Open Subtitles أجل، حسنًا، تراءى لي أنّه يُمكنني الذهاب لتفقّد الأغراض التي خزّنتها مع بقاياه
    Eğer yeteri kadar araştırırsak bir şey bulabiliriz diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنّنا لو بحثنا أكثر، سنجد دليلًا.
    Torununun kızıyla tanışmak istersin diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنّه ينبغي أن تُقابلين إبنة حفيدتكِ.
    "Kim olduğunu kim biliyor ki, kimin umurunda," diye düşündüm. Open Subtitles تراءى في بالي "من يدري "ماقد يحدث؟ من يحفل أصلًا؟
    Evet. Arada bir ziyaret etmek isterler diye düşündüm. Open Subtitles أجل، تراءى لي أنهما قد تودا المجيء لزيارتك يومًا ما.
    Senin de aynısını yapmak isteyebileceğinden bilmen gerekir diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنه يجب أن تعلم لأنك ربما تود فعل مثلما فعلت
    Bir parça ayırmaktan kimseye zarar gelmez diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أن أخذ واحدة لن يضر أحد
    Geri istersin diye düşündüm. Open Subtitles تراءى لي أنّك قد تودُّ إستعادة الزي
    Ben de antrenman yaparım diye düşündüm. - O ne? Open Subtitles لذا تراءى لي أن أتدرب، ما هذا؟
    NSA'i hacklediğin için Lompoc Federal Hapishanesine girmeden önce biraz fast food yemelisin diye düşündüm. Open Subtitles أجل، تراءى لي أن عليك تناول وجبة طعام جاهز قبلما يحبسونك في سجن (لومباك) لاختراقك وكالة الأمن القوميّ.
    Senin iyi olduğunu düşündüm hep. Open Subtitles إنّما تراءى لي أنّك كما يرام.
    Johnny'le tanıştığımda, tanıdığım en büyüleyici adam olduğunu düşündüm. Open Subtitles لمّا قابلت (جوني)، تراءى لي أنّه أجذب رجل قابلته يومًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more