Her ne kadar kız kardeşinizle beraberseniz de, odanıza güzel bir Fransız sarışın yollamamı isterseniz ayarlayabilirim. | Open Subtitles | بما إنه لا يوجد في رفقتك سوى أختك، فلابد أنك في حاجة إلى بعض لحظات الغرام الفرنسيّ. لقد تم ترتيب الأمر في غرفتك. |
Üzgünüm, Başkanın programı tamamen dolu. Önümüzdeki hafta bir görüşme ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | مُتأسّف، لكن جدول الرئيس محجوزٌ تمامًا، بإمكاننا ترتيب موعدٍ للأسبوع المُقبل. |
Bu sene oynayacağımız takımlarla lig fikstürü ayarlamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | اننا نحاول ترتيب جدول مباريات مع الوحدات الاخرى هذه السنه |
Beni kaybedeceğinden korktuğunu ve bunun da bir anlaşma olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إنها كانت خائفة كانت ستخسرني و كأن ذلك مجرد ترتيب |
Dinlerin yaptığı diğer bir şey zamanı ayarlamak. | TED | الشيء الاخر الذي تفعله الاديان هي ترتيب الوقت. |
Hemen bir güncelleme yapayım. İki saat oldu. düzenleme yapmayı bırakamıyor. | Open Subtitles | خبر سريع، مضت عليها ساعتان وهي لا تكف عن ترتيب الحاجيات |
Pekâlâ, gitmem gerekiyor. Gidip kasetleri sıraya dizmeliyim. | Open Subtitles | حسن ، عليّ الذهـاب و ترتيب الأغـاني الثمـانية أبجديـا |
Yarın akşam için daireyi yeniden dekore ediyoruz. | Open Subtitles | سنعيد ترتيب الشقّة استعداداً للقاء الغد. |
"Kromozon"ları yeniden düzenlemek, ya da böyle bir şey işte, değil mi? | Open Subtitles | إعادة ترتيب الكروموسومات أو أياً ما كانت ، هل هذا صحيح ؟ |
Cinsel ayrımcılık her zaman karşılıklı bir düzen dahilinde olmaz. | Open Subtitles | التحرش الجنسي ليس دائما ترتيب اخذ و اعطاء شئ بالمقابل |
Bir Wookiee'yi öperim daha iyi. -Bunu ayarlayabilirim. | Open Subtitles | أفضل أن أقبل الووكى عن تقبيلك يمكننى ترتيب ذلك |
Eğer isterseniz bu gece için size güvenli bir yer ayarlayabilirim. | Open Subtitles | أنا أستطيع ترتيب بيئة آمنة لك اللّيلة، إذا تريد. |
Onlardan bir tanesi olmanı ayarlayabilirim ve kazanmanı garanti edebilirim. | Open Subtitles | بإمكاني ترتيب الامور لجعلك واحد منهم واضمن لك الفوز |
Sorun tercüme ise, eminim bunu ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | أذا كان الموضوع بخصوص الترجمة الدقيقة أنا متأكد من أنه يمكن ترتيب ذلك |
Dövüşmek ister misin? Hemen ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | إذن فأنت تريد أن تقاتل من السهل ترتيب ذلك |
Carlos'u arayacağım. Randevu gibi bir şey ayarlamaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأستدعى كارلوس و أحاول ترتيب و تنظيم بعض أماكن للتقابل |
Güzel bir anlaşma yapan kadınım ve erkeğinin şerefine! Yine ne ayarladın? | Open Subtitles | إلى إمرأتِي ورجلِها اللي عملَ ترتيب لطيف. |
Bu kişi cenaze töreninizi ayarlamak, borç ve vergileri ödedikten sonra kalan varlıkları toplamak ve dağıtmaktan sorumludur. | TED | وبالتالي هذا الشخص مسؤول عن ترتيب جنازتكم، يجمعُ الممتلكات ويقسمها بعد دفع الديون والضرائب. |
Burada 100 tane falan siyah kablo var; hiçbir ayırıcı düzenleme de yok. | Open Subtitles | يوجد ما يقارب 100 سلك أسود هنا دون أيّ ترتيب واضح على الإطلاق. |
Taşları belli bir sıraya sokmamız gerekiyor sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه يفترض بنا ترتيب الأحجار بنظام ما |
Tüm şehri dekore etmen gerekecek. Neden başlamıyorsun? | Open Subtitles | عليك أن تعيد ترتيب المدينة كلها لِمَ لا تبدأ؟ |
Bize olanak sağlacağı bir başka şey de müfredatı yeniden düzenlemek olacaktır. | TED | والشيء الاخر .. فان الاتمتة تمكننا من اعادة ترتيب المنهج الدراسي |
Yarattığım bu kaosta bir düzen olabilir mi? | TED | هل يمكن أن يكون هناك ترتيب انطلاقا من فوضى في الذي فعلته؟ |
Onunla örnek olarak yaptığım, sayı sıralaması yapmak istiyorum diyelim. | TED | ولنقل أنني أريد ترتيب الأرقام، كمثالٍ بسيط قمت به معه. |
Yani tüm hayatımı, düzenimi tekrardan düzene sokmamın sebebi bu mu? | Open Subtitles | اذاً،هذا ما إندفعت مهرولة الى هنا من أجله؟ ما جعلني أعيد ترتيب حياتي بأكملها |
- Bu ayarlanabilir. - Bir de şu genç, sarışın olanı. | Open Subtitles | ـ يمكن ترتيب هذا الامر ـ والفتاة الشابة، الشقراء |
Onun hakkında yazacağım yazı hayati önemde. Bir buluşma ayarlayabilir misin? | Open Subtitles | من المهم أن أكتب عنه، أيمكنكِ ترتيب لقاء؟ |
Seni temin ederim ki, bu kartların sırası tamamen rastgeledir. | Open Subtitles | أؤكد لك ان ترتيب هذه البطاقات عشوائى كليّاً |