"ترد على" - ترجمة من عربي إلى تركي

• cevap
• açmıyor
• açmıyorsun
• açma
• cevaplamadın

Onunla sesli şekilde konuşunca, nasıl cevap vereceğini hayal edebiliyorum.
عندما اتحدث اليها بصوت عال لا اتخيل بأن ترد على

Ayrıca size gönderdiğimiz mektupların hiç birinden cevap da alamadık.
أنت لم ترد على أي من الخطابات التي أرسلناها أيضاً

Gerçekten çok kötü durumda ve bizim çağrılarımıza cevap veremez.
وهى غاضبة جداً ولم ترد على اى من مكالماتنا لها.

O anda gerçekten bağlandığımızı düşündüm ama aramalarıma hiç cevap vermedi.
و أعارتني رداء، اعتقدت بأننا مرتبطين، لكنها لم ترد على اتصالاتي.

Ama cep telefonunu açmıyor. Yani ne zaman döneceğini bilmiyorum.
ولكنّها لا ترد على مكالماتي لذلك لا أعرف متى ستعود

Bazı kurbanlarda uçaksavar mermisi ile uyumlu yaralar olduğu söylentilerine ne cevap vereceksiniz?
كيف ترد على شائعات بأن بعض الضحايا لديه جروح مطابقة لطلقات مضادة للطائرات؟

Bazı kurbanlarda uçaksavar mermisi ile uyumlu yaralar olduğu söylentilerine nasıl cevap vereceksiniz?
كيف ترد على شائعات بأن بعض الضحايا لديه جروح مطابقة لطلقات مضادة للطائرات؟

Ama aramalarıma geri dönmezsen, mesajlarıma cevap vermezsen başka ne bekliyorsun ki?
لكنك لم ترد على مكالمات ولم تجب على رسائلي ماذا تتوقع سأفعل؟

Sadece o anda, o kişiye cevap vermek istemediniz.
فقط لم تشئ أن ترد على ذلك الشخص في ذلك الوقت.

Hükümet artık yönetemez oldu soruna şiddetle cevap veriliyor
الحكومة لم تعد تحكم إنها ترد على المشاكل بالعنف

Askerle çağırdığım için özür dilerim, fakat mesajlarıma hiç cevap vermedin.
أاسف لارسال المارينز فى طلبك لكنك لم ترد على رسائلى

Ben ne olup bittiğini anlayana kadar evine gideceksin, kapını kilitleyeceksin. Ne zile ne de telefona cevap vereceksin, bekleyeceksin!
عد للبيت، إقفل على نفسك لا ترد على الباب أو الهاتف وإنتظر

Hatta it dalaşından da kötü. Bir it öbür itin telefonlarına bile cevap vermiyor.
بل أسوأ من ذلك, إنه كالكلاب التي لا ترد على إتصالات بعضها

Küstahça cevap veren, aptal bir cadının kömür gibi olana kadar yakılması gerekir!
الساحرة الغبية التى ترد على فى الكلام يجب حرقها حتى تتحول عظامها للون الأسود

Telefonlarıma çıkmıyor, mektuplarıma cevap yazmıyor.
ترفض أن ترد على اتصالاتي كما أنها ترفض أن ترد على رسائلي

Çünkü telefonuna cevap vermedin ben de ne yapacağımı bilemedim.
لأنك لم ترد على تليفونك, ولم اعرف ماذا أفعل غير ذلك.

Eğer mutlu olacaksan, "Janice" denince de cevap veriyor.
ازينله اهي الى الان ترد على جانيس يمه الى هذا يريحك كثير

Birisinin sorularına cevap vermemek biraz kabalık sayılır.
ليس من آداب الحديث عندما لا ترد على أسئلة الغير

Sana 20 kez mektup attım. Annem öldüğünde bile cevap yazmadın.
لقد كتبت لك حوالي 20 مره وحتى عندما ماتت أمي لم ترد على

Bende bundan bahsediyorum. Telefonunu açmıyor. Olması gereken yerde olmuyor.
هذا ما اتحث عنه، لا ترد على الهاتف ولا نعرف أين هى؟

Aramıyorsun, telefonunu açmıyorsun ve o son teslim tarihi bitene kadar geri gelmiyorsun.
لا تتصل و لا ترد على المكالمات و لا ترجع إلى هنا حتى ينتهي الوقت المحدد

Kimseye şu telefonu ya da kapıyı açma.
لا ترد على التلفون او على الباب لاي واحد

Yazılarımı cevaplamadın ve beni canavarlarla yalnız bıraktın.
لم ترد على رسائلي, وتركتني مع الوحوش