ويكيبيديا

    "تزايد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • artıyor
        
    • artan
        
    • artış
        
    • teklif
        
    • artması
        
    • arttı
        
    • yüksek
        
    • artmaya
        
    • artışı
        
    • artınca
        
    • büyüyen
        
    • artırıyor
        
    • artmış
        
    • büyüyor
        
    • gittikçe
        
    İnternette daha çok zaman geçirdikçe, bunun hakkında daha çok endişeleniyoruz. Ve araştırmalar gösteriyor ki, endişelerimiz giderek artıyor. TED فكلما زاد الوقت الذي نقضيه على الإنترنت، زاد قلقنا بشأن خصوصياتنا، وتُظهر هذه الدراسات أن قلقنا في تزايد.
    İnternetin ilk çağı, bilgi interneti, bize varlık getirdi ama paylaşılan bir refah değil, çünkü sosyal eşitsizlik artıyor. TED أول عصر للإنترنت، إنترنت المعلومات، جلب لنا الثروة ولكن ليس الإزدهار المشترك، لأن عدم المساواة الإجتماعية في تزايد.
    Beyin gibi dar bir alana sıkışmış organlarda penisilin gibi yüksek hacimli ilaçlarla artan basınç beyin sapına zarar verebilir. Open Subtitles لا يمكننا في مكان ضيق كالمخ تزايد الضغط على الجمجمة من عقار عالي التأثير كالبنسلين يمكن أن يفتق قشرة المخ
    Ekin üretiminde arıların polenlemesine ihtiyaç duyan yüzde 300'lük bir artış var. TED لقد تزايد حجم المحاصيل التي تحتاج لتلقيح النحل ب 300 بالمئة.
    Bu yılki hayır müzayedesinde bana teklif yapmanı istiyorum. Open Subtitles أريدك ان تزايد عليَّ في المزاد الخيري هذا العام
    İş başarılarının artması ve ailevi birliktelik.... ...insanı uçuran maddelerin satışı için tam bir zehir oldu. Open Subtitles تزايد الرضا بالعمل ولمّ الشمل العائلي، بمثابة السمّ لتاجر مخدّرات للعقل مثلي.
    Kütüphane görevlileri için uygun iş sayısı 1957'den sonra oldukça arttı. TED أن عدد الوظائف لأمناء المكتبات تزايد لوقت طويل بعد عام 1957
    Sorun şu ki, nüfus artmaya devam ederse müsait boş alan miktarı azalacak. Open Subtitles المُشكلَة أنهُ معَ تزايد السُكان يتضائَل المكان المُتاح
    Depresyon oranları ve zihinsel sağlık problemleri artıyor. TED ونسب الاكتئاب في تزايد وأمراض الصحة العقلية في تزايد.
    Ve havalandırması olan çalışma ve yaşam yerlerine olan talep sürekli artıyor. TED وهناك تزايد في تفضيل السكن والعمل في الأماكن المكيفة
    Önce doğmanız, sonra yaşamanız ve sonunda ölmeniz, hep bu sırayla oluyor, nedeni artan entropi. TED حقيقة أنك تولد، ثم تعيش، ثم تموت، دائما بهذا الترتيب، هذا بسبب تزايد الإنتروبيا.
    artan bir ticari avcılık ve balıkçılık. TED هناك تزايد للصيد التجاري للسمك والحيوانات.
    Yeni olan şey, son zamanlarda ailelerin ve çocukların kontrol noktalarına gelip iltica talebinde bulunmalarındaki ani artış. TED الجديد هو، تزايد ظهور العائلات، الأطفال والعائلات، على حواجز التفتيش وطلبهم اللجوء.
    Riske attığınız tüm doğal hayatın değerini teklif ettik. Open Subtitles تزايد على قيمة الحياة البرية التي تعرضها للخطر
    İzleyici sayısının katlanarak artması, salgın bir hastalığa benziyordu. Open Subtitles ، طريقة تزايد أعداد المشاهدين بشكل توسعي كنوع من الوباء
    Ne var ki katılım arttı. Halk savaştan kaçmak istiyordu. Open Subtitles لكن تدريجياً تزايد الحضور فى تلك اللقاءات فالناس كانت بحاجة لنسيان جو الحرب المخيم
    Ancak bu süreçte beyindeki baskı dolayısıyla felç geçirme olasılığı çok yüksek. Open Subtitles لكن خلال ذلك الوقت مع تزايد الضغط على دماغها من الممكن ان تكون مشلولة
    Aynen, Britanya'ya tehdit olan ordu sayısı artmaya devam ediyor. Open Subtitles نعم, فعدد السلطات التي تستسلم لتهديدات بريطانيا في تزايد
    doğada kalsiyum, demir ve silikon artışı oldu. Ve organizmalar nasıl sert malzemeler yapacaklarını öğrendiler. TED تزايد الكالسيوم والحديد والسيليكون في البيئة. وتعلمت الكائنات الحية كيف تصنع موادا صلبة.
    Konuya halkın ilgisi iyice artınca Müdür Humson ve Müdür yardımcısı Glenn körfezdeki adadan ayrılıp dünyanın her yerinden, resmi bir açıklama alabilmek için gelen gazetecilerle dolu bir basın toplantısı düzenlemek için San Francisco Belediye Salonu'nun yolunu tuttular. Open Subtitles ومع تزايد اهتمام العامة الذى وصل لحد الجنون السجان هامسون ومساعدة السجان جلين غادرا الجزيرة فى المركب من اجل مؤتمر صحفى
    Bu da ekonomik büyümenin yanısıra büyüyen nufüsla birlikte artan talep doğrultusunda olacak. TED وهذا بناءًا على حقيقة أن الطلب على الغذاء سيرتفع مع تزايد عدد السكان بالإضافة إلى النمو الاقتصادي.
    İhtiyaçlarımızla birlikte yeşeren umut ve hayallerimiz, açgözlü isteklerimizi ve savurganlığımızı artırıyor. Open Subtitles نفس تلك الأوهام اللتي تتزايد مع احتياجاتنا الكثيرة ورغباتنا في تزايد مستمر
    Kasları daha güçlü, enerjileri artmış durumda. Open Subtitles تزايد في التمثيل الغذائيّ، تَحَسُّن في التوتر العضلي، طاقة عالية. لابد وأننا محظوظون للغاية.
    Tabii bu kalabalık grup gittikçe büyüyor çünkü her hafta, her ay daha fazla insan bu videoları indirip izlemeye devam edecek. TED وبالطبع فإن العدد في تزايد مستمر مع الوقت، لأنه في كل أسبوع، وكل شهر سيواصل المزيد والمزيد من الناس تنزيل ومشاهدة المقاطع.
    Şimdi emisyon 50 milyar ton olup gittikçe de artmaktadır TED الانبعاث اليوم يقدر ب 50 مليار طن, وهو في تزايد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد