Bir restoran açmayacaksan Bunu hak etmiyorsun. | Open Subtitles | أنصت ، لو لم تقم بعمل المطعم فأنت إذن لا تستحق هذا |
Asistanıma bir teşekkür. İnanın bana, Bunu hak etti. | Open Subtitles | إنها هدية إلى مُساعِدتي، إنها فعلاً تستحق هذا |
İyi birine benziyordu. Onun Bunu hak etmediğini biliyorum. | Open Subtitles | إنها تبدو لطيفة للغاية، وأعلم أنها لا تستحق هذا |
Anlıyor musun? O Bunu hak etmedi. | Open Subtitles | كما تعلمين , لم تكت تستحق هذا فقد كانت امرأة مذهلة |
Ama karşına Bunu hak eden bir kız çıkacak çünkü sen her açıdan bir tanesin. | Open Subtitles | لكن هناك فتاة أخرى تستحق هذا , لأنك , و بكل المقاييس |
O telefonun geleceğini söylemiştim. Bunu hak ettin. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأن الهاتف سيدق أنت تستحق هذا |
Tek ümidim, ona iyi bakmış olman çünkü o Bunu hak ediyordu. | Open Subtitles | أتمنى فقط أنك كنت تهتم لأجلها لأنها كانت تستحق هذا |
Mona çok şey yapmış olabilir ama Bunu hak etmemişti. | Open Subtitles | حسناً مونا فعلت اشياء كثيرة لكنها لا تستحق هذا |
- Bunu hak ediyorum. - Hem de sonuna kadar. | Open Subtitles | ـ أنا أستحق هذا ـ نعم ، أنت تستحق هذا |
Bunu hak ettin. Çok cesurca davrandın. | Open Subtitles | تستحق هذا ما فعلته كان أمراً شجاعاً حقاً |
Üzgünüm Datak. Bunu hak etmiyorsun. Hiçbiriniz hak etmiyorsunuz. | Open Subtitles | أنا آسفة، داتاك أنت لا تستحق هذا ولا أحد منكم |
- Islanacak şimdi... - Bırak. Sen Bunu hak etmiyorsun. | Open Subtitles | اتركها عليك اللعنة أنت لا تستحق هذا المال |
Seni ödül için teslim etmeliyim. Bunu hak ettin. | Open Subtitles | يجب أن أبلغ عنك و أحصل على المكافأة تستحق هذا |
Bunu hak ettiğini biliyorsun, hepsi hak ediyor. | Open Subtitles | تعرفين أنّها تستحق هذا. فجميعهم يستحقون هذا. |
Bunu hak ediyorsun Duffy. Cain öldürülmüş olabilirdi. | Open Subtitles | "أنت تستحق هذا يا "دافي "كان من الممكن أي يقتل " كين |
Yapma, hadi, gerçekten Bunu hak ediyorsun. | Open Subtitles | بربّك, بربّك, أنت حقاً تستحق هذا |
Bunu hak etmiyorsun. Güvenli değilsin. | Open Subtitles | انت لا تستحق هذا انت لست في أمان |
- Bunu hak etmemişsindir herhalde. - Yok, Bunu hak ettim. | Open Subtitles | لا أظن إنك تستحق هذا - كلا إني أستحق هذا بالذات - |
Bir şey diyeyim mi, annesiyle olan ilişkim buna değmez. Hey, dur bir dakika. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً علاقتي مع والدته لا تستحق هذا |
Ama..buna değerdi.. | Open Subtitles | ولكنها كانت تستحق هذا العناء, والان ايضاّ هذه العاهرة |
Sarila buna değse iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن تكون ساريلا تستحق هذا العناء |