Eve sağ salim vardığını ve duş aldıktan sonra arayacağını söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّها عادت إلى المنزل سالمة وستتصل بي بعد أن تستحم. |
Pirinç ve fasulye yiyerek hayatta kalıyorsun, soğuk suda duş alıyorsun ve her gün sekiz saat maraton yürüşü yapıyorsun. | TED | تعيش على الأرز والفول، تستحم بدلو من المياه الباردة وتجدِّف من ست لثماني ساعات في اليوم كالماراثون. |
Bir duş alıp evine git. Zaten güneş de gitti. | Open Subtitles | لم لا تستحم وتذهب للمنزل , لقد غابت الشمس |
Biliyor musun, bende annenin çıplak resimleri var, banyo yaparken. | Open Subtitles | أتعرف، حصلت على بعض الصور العارية لأمك، وهي كانت تستحم |
Her akşam banyo yapıp bu pis saçı haftada iki kez yıkayacaktın, değil mi? | Open Subtitles | أن تستحم كل يوم؟ وتغسل شعرك الكثيف مرتين فى الاسبوع؟ |
Ne, duşta hiç aşağıya bakmadın mı? | Open Subtitles | ماذا ؟ ألا تنظر الي الأسفل أبداً و أنت تستحم ؟ |
- Basketboldan sonra duş alman gerek. | Open Subtitles | يجب عليك حتمآ ان تستحم بعد ممارسة كرة السلة |
Bu kiraya, tuvalet rezervuarında bile duş alır gerekirse. | Open Subtitles | بذلك الإيجار، قد تستحم داخل المرحاض إن لزم الأمر |
Bir daha duş alırken en son benim kullandığımı ve ilk senin kullandığını düşün. | Open Subtitles | في المرة القادمة التي تستحم فيها فكر في أخر أخر شيئ غسلته و أول شيئ ستغسله |
Şimdi senden duş almanı, traş olmanı, küpelerini çıkarmanı... ..ve o saçlarına birşeyler yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تستحم و تحلق لحيتك و تنزع أقراطك و أرجوك إفعل شيئا بشأن شعرك |
Yeraltı dünyasının kralısın, arada bir duş al bari. | Open Subtitles | أميرة العالم السفلي التي تحتاج إلى أن تستحم في وقت ما. |
O yerden geldiğinde, hep duş alıyorsun. Nedendir bilinmez. | Open Subtitles | أنت دائماً تستحم عند عودتك من هذا المكان ، لا أعرف لماذا |
Törenin sonunda çok dikkatli olmalısın, ...4 gün boyunca çalışmamalı, giysilerini değiştirmemeli ve banyo yapmamalısın. | Open Subtitles | إن غادرت فيجب عليك عدم فعل أي شيء, لاتغير ملابسك,او حتى ان تستحم لأربع ايام. |
Ben çocuklardan nefret ederim. -İç çamaşırların olmadan mı banyo yapıyorsun? | Open Subtitles | فأنا اكره هؤلاء ألاطفال هل تستحم بدون فوطة ؟ |
banyo yapmasını bilmiyorsun Chikku'dan öğrenebilirsin. | Open Subtitles | لا تعرف كيف تستحم يجب أن تتعلم من تشيكوو |
"Asla kızgın yağın ve hamurun içinde banyo yapma"? | Open Subtitles | لا تستحم أبداً في الزيت الحار و البسكويك ؟ |
Elbise odası kilitli olmayacak... kendine temiz havlu bulup banyo yapabilirsin. | Open Subtitles | سيكون هناك مناشف نظيفة تحت البالوعة يمكنك أن تستحم هناك |
Bu sabah duşta bayıldı. | Open Subtitles | و هذا الصباح , أغمي عليها بينما كانت تستحم متى كانت هذه الرحلة؟ |
İlk işim, onu duşa sokup sonra da güneşe çıkarmak olacak. | Open Subtitles | أول ما سأفعل هو جعلها تستحم ثم أخذها لتنعم بالشمس قليلاً |
Sen banyoda temizlenirken biz de sana yeni cübbeler ayarlayacağız. | Open Subtitles | بينما تستحم سأحضر لك بعض الملابس الجديدة |
Şuna bak, içeride nasıl da yıkanıyor. | Open Subtitles | أنظري إليها في الداخل و هي تستحم |
- Utanmana gerek yok. Geldiğim yerde insanlar hep beraber yıkanır. | Open Subtitles | لا تكن محرجاً، الناس تستحم معاً في وقتٍ واحد من حيث جئت |
- Yeme içme yok, uyku yok, yıkanmak yok, kimsenin dokunmasına izin vermiyor ve konuşmuyor. | Open Subtitles | لاتأكل لا تشرب لاتنام لا تستحم ولاتدع أحد يلمسها أو يتفوه بكلمة |
Bir prenses görmüş, yıkanan... muhteşem vücudu, tepeden tırnağa, su damlalarıyla parlıyormuş. | Open Subtitles | ورأى أميرة، تستحم.. جسمها جميل، من الرأس وحتى القدمين، تتلألأ بقطرات الندى. |
Bu yüzden sen yıkanırken içeri dalıyorlar. | Open Subtitles | لذا سيدخلون عليك ... و أنت تستحم |
...ve şimdi Irak benzini ile Afganistan dizeliyle yıkanıyorsun. | Open Subtitles | و ها أنت تستحم بالوقود العراقي والغاز الأفغاني كل يوم |
Şah, Paris'e öğle yemeğine gider eşi süt banyosu yapardı. | Open Subtitles | وامرأته كانت تستحم في الحليب بينما وجبات غذاء الشاه, كانت تأتي بطائرة الكونكورد من باريس |
Dün gece sen duştayken ehliyetine baktım. | Open Subtitles | لقد سرقت رخصتك بينما أنت تستحم بالليلة الماضية |