"تستطيعين فعله" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yapabileceğin
• yapabilirsin
• yapamayacağın
• elinizden
• yapabileceğini
• Yapamadığın
• yapabiliyorsun

Kız öldü ve senin yapabileceğin bir şey yoktu.
توفيت الطفلة، ولم يكن هناك شيء تستطيعين فعله.

yapabileceğin birşey yok.
لا يوجد ما تستطيعين فعله لا تستطيعين مساعدتها إلا

Şu anda yapabileceğin bir şey yok.
أنظري، حالياً، لا يوجد شئ تستطيعين فعله.

Benim yapabildiğimi sen de yapabilirsin. Al. Tut şunu.
لا لا أي شيء أستطيع أن أفعله أنت أيضا تستطيعين فعله أمسكي هذا

- Biraz pratik ile yapamayacağın şey yok.
حسناً .. بالتدريب لا يوجد شيء لا تستطيعين فعله

Ve elinizden hiçbir şey gelmemişti.
ولم يكن هناك شيء تستطيعين فعله بشأن الأمر

Senin neler yapabileceğini biliyor o yüzden seni tek başına olacağın bir yere götürmek istiyor.
. انها تعلم ما تستطيعين فعله , و هي تريد ابعادك . بمكانٍ تكونين فيه وحيدة

Ama şu an yapabileceğin bir şeyi neden yarına erteleyesin ki.
لمَ تؤجلين إلى الغد ما تستطيعين فعله الآن؟

Aslında sanırım yapabileceğin bir şey var.
في الحقيقة اعتقد بأنه يوجد شيء تستطيعين فعله

Şu anda gelecekle alakalı yapabileceğin tek şey bu geleceğin içinde olmak isteyip istemediğine karar vermek.
الشيء الوحيد الذي تستطيعين فعله بما يخصّ المستقبل الآن هو أن تقرّري إن كنتِ تريدين أن تكوني فيه أو لا

Gerçekten. yapabileceğin en iyi şey yaptığın hatalardan bazılarını yapmamaları konusunda onlara yardım etmek olacaktır.
حقاً ، أفضل ما تستطيعين فعله بأن تساعدينهم لتجنب الوقوع

yapabileceğin bir şey yok demiştim.
لا أفهم ذلك أنا أخبرتك , لا يوجد هناك شيء تستطيعين فعله.

yapabileceğin tek şey, onu sevmek ve ne olursa olsun yanında olmak.
كل الذي تستطيعين فعله هو أن تحبيها وأن تكوني متواجده بقربها مها حصل

Bak, yapabileceğin bir şey yoktu, ben de seni acını dindirdiğimi sandım.
انظري لم يكن هناك أي شيء تستطيعين فعله وظننت بأني انجدتكِ من بعض الألم

yapabileceğin tek şey kedi fotoğraflarına bakmak olduğunda interneti sevmiştim.
أحببت الإنترنت عندما كان الشيء الوحيد الذي تستطيعين فعله هو النظر إلى صور للقطط

Burada kalıp güvende olarak yardım edebilirsin. İşte bunu yapabilirsin.
تستطيعين المساعدة ببقائك هنا و بكونك آمنة , ذلك ما تستطيعين فعله

Benim yapamadigim ne yapabilirsin?
ما الذي تستطيعين فعله ولا أستطيع أنا فعله؟

Ama senin bile yapamayacağın birşey var.
لكنْ ثمّة أمرٌ حتّى أنتِ لا تستطيعين فعله

Kendin yapamayacağın şeyi neden benden istiyorsun?
لماذا تطلبين منى شيئا لا تستطيعين فعله بنفسك؟

Sizin için zor olduğunu biliyorum, elinizden geleni yapıyorsunuz.
أنا أعلم صعوبة ذلك عليك أنت تقومين بكل ما تستطيعين فعله

İş başa düştüğünde savaşmak ya da tüymek öldürmek ya da ölmek söz konusu olduğunda neler yapabileceğini bilsen şaşırırsın.
أعتقد انك ستتفاجئي مما تستطيعين فعله و مما يجب فعله عندما تقاتل أو تطير تقتل أو يتم قتلك

Yapamadığın bir şey var mı?
هل هناك شيء لا تستطيعين فعله

Ne yapabiliyorsun?
ماذا تستطيعين فعله ؟