| Sen oraya aitsin. Benim için kalamazsın. | Open Subtitles | انت تنتمي لها لا تستطيع البقاء هنا من اجلي |
| Sen de kalamazsın Sophie, ama farklı nedenlerden ötürü. | Open Subtitles | أظن بأنك لا تستطيع البقاء كمساعدتي إلى الأبد |
| Ama, bilmiyorum bir burger için kalabilirsin dimi? | Open Subtitles | لكن لا اعرف ,ربما تستطيع البقاء لبرجر,حسنا؟ |
| Kazakistan'da gelirsen, evimde kalabilirsin, evimde uyuyabilirsin ve kız kardeşimle yatabilirsin. | Open Subtitles | عندما تأتي الى كازخستان تستطيع البقاء ببيتي تستطيع النوم ببيتي وان تستخدم اختي |
| Üzgünüm beyaz, o kalabilir ama sen gitmek zorundasın. | Open Subtitles | آسف أيها الأبيض,هي تستطيع البقاء لكن أنت عليك الرحيل |
| Tabii ki prenses tek başına Hong Kong'ta kalamaz. | Open Subtitles | من الواضح أن الأميرة لا تستطيع البقاء وحدها هنا, فى هونج كونج |
| Üzgünüm, burada kalamazsınız. Otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
| Burada kalamazsın, baba. Saklanmalısın. | Open Subtitles | انت لن تستطيع البقاء هنا , أبى أنت يجب ان تتختفى |
| Yine de kalamazsın. Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك لا تستطيع البقاء لدي الكثير لأقوم به |
| Çünkü o tersinmezdir. Sen burada sonsuza kadar kalamazsın, doğru mu? | Open Subtitles | لأنه غير قابل للتعديل، أنت لا تستطيع البقاء هنا طوال الوقت، صحيح؟ |
| Bu ülkede kalamazsın biliyorsun | Open Subtitles | أنت تعرف انك لا تستطيع البقاء في هذا البلد، أليس كذلك؟ |
| Kazakistan'da gelirsen, evimde kalabilirsin, evimde uyuyabilirsin ve kız kardeşimle yatabilirsin. | Open Subtitles | عندما تأتي الى كازخستان تستطيع البقاء ببيتي تستطيع النوم ببيتي وان تستخدم اختي |
| Burada babanla kalabilirsin ya da benimle gelebilirsin. | Open Subtitles | تستطيع البقاء هنا مع أباك أو نستطيع الذهاب معي |
| Bu gece kalabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع البقاء الليلة أريد منك الخروج غداً |
| Artık canın ne zaman isterse kalabilirsin. | Open Subtitles | من الآن و صاعدًا، تستطيع البقاء في أيّ وقت |
| Başka bir şeye ihtiyacın varsa... - Biraz daha kalabilir misin? | Open Subtitles | أي شئ آخر تريدينه هل تستطيع البقاء لمدة أطول؟ |
| Nasıl olduğuna bakmamız için bugün biraz daha geç saate kalabilir misin? | Open Subtitles | ألا تستطيع البقاء أكثر هذه الليلة فنرى كيف سيسير الأمر؟ |
| Uzun süre ayık kalamaz. Orada yapayalnız. | Open Subtitles | هي لا تستطيع البقاء مستيقظة طويلا إنها بمفردها |
| - Hayır. - Ama yarın gidemezsin. - Biraz daha kalamaz mısın? | Open Subtitles | لايمكن ان تغادر غدا الا تستطيع البقاء اكثر |
| Üzgünüm, burada kalamazsınız. Otelde bir bomba var. | Open Subtitles | آسف، لا تستطيع البقاء هنا سيدي هناك قنبلة في الفندق |
| Maalesef uzun süre kalamayacak. | Open Subtitles | بحزن لي، هي لا تستطيع البقاء لمدة أطول. |
| Dedektif, benden uzak kalamadınız, değil mi? | Open Subtitles | أيها المحقق , أنت لا تستطيع البقاء بعيداً عني , أتستطيع ذلك ؟ |
| Hâlen burada olması, ona kalabileceğini söylediğini gösteriyor | Open Subtitles | يبدو أنك أخبرتها مسبقا بأنها تستطيع البقاء نظرا لوجودها هنا |
| İki saniye aynı yerde kalamıyor musun be baba? | Open Subtitles | يا إلهي , ألا تستطيع البقاء للحظة واحدة ؟ |