"تسعى" - ترجمة من عربي إلى تركي

• peşinde
• arıyor
• peşindesin
• arıyorsun
• Aradığın
• çalışıyorsun
• istiyor
• peşinden
• çalışıyor
• çalışan
• istediğini
• istiyorsan
• çalıştığını
• peşine
• isteyen

Neyin peşinde olduğunu biliyorum. Asla sahip olmadığın oyuncağı istiyorsun.
أعلم ما الذي تسعى وراءه، اللعبة التي لم تتلقاها قط

Üç gün sonra polis bir Sırp suikast timinin çiftin peşinde olduğunu söyledi.
بعد ثلاثة أيام وصلتنا اخبارية بأن فرقة إعدام صربية كانت تسعى لقتل الزوجين

Böylece güzel melek bir iblise dönüşüyor, sonsuz ızdırabından kaçmanın yolunu arıyor.
فتحولت هذه الملاك الجميلة الى شيطانة تسعى فقط للهروب من عذابها الابدي

Biliyoruz ki, daha büyük planların var. Peki tam olarak neyin peşindesin?
إسمع، نعلم أنّ لديك خطة أكبر، لذا ما الذي تسعى خلفه تحديداً؟

Kovboy şapkanı giyerken, böyle öne doğru yatırırsan bela arıyorsun demektir.
حينما ترتدي قبعة راعي البقر لو لبستها للأمام هكذا فهذا يعني أنك تسعى إلى المشاكل

Eğer Aradığın özelliklere tıpatıp uymuyorsa kimsenin peşine düşmüyorsun.
أنت لا تسعى وراء أي فتاة إلا إذا لائمت قائمتك من أعلى لأسفل

11:00'da bir uçuş yokmuş. Ne haltlar çevirmeye çalışıyorsun?
لم تكن هناك رحلة في الحادية عشرة إلام تسعى بالضبط؟

- Şunu bir düşün, Harry ucuz, kısacık, heyecanlı bir gecelik olay için iyi bir kadının aşkına ihanet etmek istiyor musun gerçekten?
فكر بها يا هاري أتخون حبيبتك من أجل عاهرة رخيصة تسعى لليلة واحدة؟

Adam yaralı, polisler peşinde ve gidecek bir yer arıyor.
هو مُصاب، والشرطة تسعى خلفه، ويبحث عن مكان للذهاب إليه.

Bak, Conrad galasındaki saldırıdan beri tüm birimler Parsa'nın peşinde.
أنظر,جميع الوكالات الفيدراليه تسعى خلف بارسا منذ الهجوم على الحفل.

Ailesinden çok daha önemli bir şeyin peşinde olduğuna eminim.
لا بد أنهما شيءٌ ثانويٌ بالنسبة لشيءٍ أكبر تسعى إليه.

- Söyleyemem. - Hala Hans'ın peşinde, değil mi?
ـ لا أستطيع النطق ـ ما زالت تسعى وراء هانس , أليس كذلك؟

Emir altında olacak. - Ellsworth, neyin peşindesin?
ويأخذ الأوامر إلسورث، ما الذى تسعى وراؤه؟

Sana hüküm hakkı bahşedecek şeyi arıyorsun.
أنتَ تسعى وراء ما سيُضفي عليكَ شرعية الحُكم

Aradığın şeyi bulalım tabi, eğer ki, bir korkak değilsen.
دعونا ندعي ما تسعى... إلا إذا كنت بطبيعة الحال جبانا.

Aşık olduğumuzu gördün, bizi ayırmaya çalışıyorsun.
لقد لاحظت اننى وجيسون نحب بعضنا وانك تسعى لتفرق بيننا

Siz giderken kızlarım sizinle konuşmak istiyor olabilir.
حين تهمين بالرحيل, قد تسعى فتياتي لإدخالكِ في محادثة

Genellikle az bildiğin ya da hiç bilmediğin hedeflerin peşinden gidersin.
غالباً أنت تسعى خلف هدف تعلم القليل أو لا شيء حوله

Yunanlar, British Museum'da tutulan Parthenon Mermerleri'ni, bu klasik heykel koleksiyonunu geri almaya çalışıyor.
تسعى اليونان وراء استرجاع بارثينون ماربلز، وهي مجموعة من المنحوتات القديمة التي يحتفظ بها المتحف الإنجليزي.

Ailesini mahveden herkesten intikam almaya çalışan sarışın bir kadın hakkında.
قصته تحكي عن شابة شقراء تسعى للإنتقام من الجميع لتدميرهم عائلتها.

Ayrıca ailen bana, Matematik Derneğinin bursuna başvurmak istediğini çoktan söyledi bile.
بالطبع اهلك قاموا باعلامي .. بأنك تسعى للحصول على منحه في الرياضيات

Eğer genç bir hanımla çıkmak istiyorsan onu Drakula'yı izlemeye götür.
إذا كنت تسعى للتقرب من فتاة خذها إلى مشاهدة دراكيولا

Bir organizatör Amerika'nın almaya çalıştığını söyledi ama hiçbiri 5 milyon sınırını geçemedi.
كانت بريطانيا تسعى للحصول عليه. مروج قال الأمريكية تحاول ، ولكن يمكن تجاوز لا شيء على علامة 5 ملايين دولار.

Hayır, onun istediği, onun peşine düşmen. Öl ya da öldür.
لا، بل هو يريدك أن تسعى خلفه إمّا تقتل أو تُقتل

Bazı düşüncelerin, fazlasını isteyen arzuların var. Sana bu şeyi vereceğiz.
لديك شيء مختلف، تسعى لشيء آخر حسنُ، أستطيع منحك هذا الشيء.