Hayatımıza gizlice mi girdi yoksa onu arayıp kucaklayan biz mi olduk? | Open Subtitles | هل تسللت لحياتنا ، أم أننا نحن من بحث عنها و اعتنقها |
Onları kötüye kullanan ve sonradan gizlice hayatlarına giren kadından. | Open Subtitles | من المرأة التي اساءت معاملتهم ثم تسللت نحو حياتهم مجدداً |
Annem bir kadının evine gizlice girip... babamın küllerini çaldı. | Open Subtitles | أمـي تسللت إلـى منـزل هـذه المرأة و سرقت رمـاد والدي |
- Sonradan içeri sıvıştım. Durumu gördüm. Bu hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | لقد تسللت لاحقاً ورأيت كيف يكون الوضع وهذا لن يغير شيئاً |
Demek nükleer saldırı planlayan bir terör hücresine öylece girdin. | Open Subtitles | ولاجل ذلك, هل تسللت الي خلية ارهابية تخطط لهجوم نووي؟ |
Büyükkannem mihraba giderken, arkasına gizlice sokuldum, çünkü onun cennete gittiğinden emindim. | TED | ومثلما شقت طريقها إلى المذبح، تسللت خلفها مباشرة، لأنني علمت بالتأكيد أن بالتأكيد ستذهب جدتي إلى الجنة. |
Böylece gizlice kaçtım ve pek çoğunuzun yapmakta olduğu şeyi yapmaya başladım, çiftçilik. | Open Subtitles | لذلك تسللت الى الخارج ولقد كنت أعمل ما يعمله معظمكم الزراعة |
gizlice gittim ve sundurmasındaki yaprakları topladım. | Open Subtitles | تسللت هناك ونظفت الاوراق من على عتبته الامامية |
Sözümü dinlemedin, buraya gizlice geldin ve savunmasız bir hayvanı mı öldürdün? | Open Subtitles | لقد عصيتني، تسللت لهنا وقتلت حيواناً مسكين؟ |
Kardeşlerinden korkmadığımı göstermek için gizlice buraya geldim. | Open Subtitles | تسللت هنا لأريك أني لا أخاف من إخوانك الحمقى. |
Bir seferinde gizlice botla Kuzey Kore'ye geçmeye çalışmış. | Open Subtitles | تسللت في مركب مرة محاولة للوصول لكوريا الشمالية |
Bu kızla bir kez çıktın ve şimdiden odana gizlice giriyor dolabına seksi fotoğraflarını koyuyor pratikte ailesine düğün kilisesinde yer ayırtmasını söylemiş gibi. | Open Subtitles | خرجت في موعد واحد مع هذه الفتاة و تسللت إلى داخل غرفتك ووضعت صورها المثيرة في خزانتك |
-Ve gizlice kaçtınız? -Evet. | Open Subtitles | وانت توا تسللت الى الخارج من هذا كله نعم |
Bu sabah evinden sıvıştım, | Open Subtitles | على اى حال , لقد تسللت من هناك هذا الصباح |
Dur bir dakika, benden ayrıldıktan sonra birinin evine mi girdin? | Open Subtitles | أنتظر ، بعد ما كنا معاً تسللت لمنزل رجل؟ |
Guatemala'dan sızdım Albay, nasıl gidiyor? | Open Subtitles | غير مسموح للصحفيين التواجد هنا تسللت من خلال جواتيمالا, سيادة العقيد |
O uyanmadan sessizce evden çıktım ve bir daha da aramadım. | Open Subtitles | تسللت خارج المنزل قبل ان تستيقظ و لم أتصل بها مجددا |
Sana ait olmayan bir şeyi almak konusunda konuşma hakkını kız arkadaşının evine sızıp benim için o yeşil ilacı araklayarak doldurdun. | Open Subtitles | أنت ليس لديك أي مشكلة في أخذ شيء لم يكن ملكا لك عندما تسللت إلى منزل صديقتك |
Kolonilere sızmış insan kopyaları, ani saldırılar için ortam hazırlamış olabilir. | Open Subtitles | اذا كان لديهم نماذج بشرية متضاعفة تسللت الي المستعمرات كوضع اساس لهجوم مفاجي.. |
Gece kölelerini bile almadan kaçtı ve o zamandan beri görülmedi. | Open Subtitles | لقد تسللت في الليل بدون العبيد ولم ترى منذ ذاك الحين |
gizlice kaçmış ve belli ki bir sürü şey kullanmış. | Open Subtitles | و لقد تسللت وعلى ما يبدو انها قد تعاطت بكثرة انا اسف جدا هيا آلي هيا انتهت الحفلة |
Bu biraz utanç verici, ama kızım Kimberly evden tüymüş ve hâlâ geri gelmedi. | Open Subtitles | و لكن ابنتى "كيمبرلى" تسللت خارج المنزل و لم تعود حتى الان |
-Çok sinsice yaklaştın. -Çok sinsiyimdir efendim. | Open Subtitles | لقد تسللت فجأة على نعم سيدى فأنا متسلل بارع |
Niçin biraz daha düşün müyorsunuz sonra tekrar konuşuruz? Teras kapısı kilitli değildi, Ben de içeri girdim. | Open Subtitles | لم لا تفكري بالموضوع ونتحدث مجدداَ باب شرفة المسبح كان مفتوحاَ لذا تسللت |