| Bu sürede evini, arabanı, parti yerini bulabildiğin kuruşları bile bana teslim edeceksin. | Open Subtitles | سأمنحك أسبوعاً حتى تسلّم لي الفيلا، والمنزل، والسيارة وكلّ شيء يمكنك تسليمه بسهولة |
| Sana ancak teslim olursan yardım edebilirim. | Open Subtitles | السبيل الوحيدة لأتمكن من مساعدتك هي بأن تسلّم نفسك |
| Ama şunu unutma, tekrar görüştüğümüzde ya parayı verirsin ya da FBI'a bazı hassas bilgileri teslim ederim. | Open Subtitles | ولكن تعرف أنه عندما نجتمع يمكنكَ إمّا أن تسلّم المال أو أستطيع تسليم بعض المعلومات الحساسة للمباحث الفيدراليّة |
| Çük kafalının birisi bana demişti ki başına bir silah doğrulttuklarında olay teslim olmak veya ölmek değildir. | Open Subtitles | حسناً، لقد أخبرني أحمق من قبل بأنه عندما يضعون بندقيّة تجاهَ رأسِكَ، الخيارات ليست أن تسلّم نفسك أو تُردى قتيلاً. |
| Aslanı bana teslim et, ben de ait olduğu yere koyarım. | Open Subtitles | سوف تسلّم الأسد لي حتى أستطيع أن أضعه حيث ينتمي |
| Paketi teslim edin. Elini orada takacağız. | Open Subtitles | عندما تسلّم الطرد ستستعيد يدك بنفس موقع التسليم |
| Ödevini yine teslim etmemişsin. Bir sorun mu var? | Open Subtitles | لمْ تسلّم واجبك الدراسيّ ثانيةً، أهناك مشكلة؟ |
| Hemen bilet koçanını ve kalemini teslim etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تسلّم دفتر المخالفات وقلمك الآن. |
| Fakat şu an, teslim etmezse sınıfta kalacağı bir durumdayız. | Open Subtitles | و لكن الآن نحن في موقف ان لم تسلّم واجباتها من الممكن ان ترسب |
| Lavabodan döndüğünde, anahtarları ondan teslim al. | Open Subtitles | عندما تعود من مرحاض السيدات، دعيها تسلّم المفاتيح. |
| Ya da teslim olup otobüsteki insanları kurtarırsın. | Open Subtitles | أو يمكنك أن تسلّم نفسك، وتطلق سراح الناس الذين على متن الحافلة. |
| Ya da teslim olup otobüsteki insanları kurtarırsın. | Open Subtitles | أو يمكنك أن تسلّم نفسك، وتطلق سراح الناس الذين على متن الحافلة. |
| - Diğer çizimciler teslim edeli saatler oldu. | Open Subtitles | لقد تسلّم جميع الرسّامين أعمالهم منذ ساعاتٍ مضت |
| teslim oldun ve artık sadece olduğun kişisin. | Open Subtitles | أنتَ تسلّم بالأمر و تكون ما أنتَ عليه فحسب |
| Dinle, yardım etmek istiyorum ama önce teslim olmalısın. | Open Subtitles | استمع إلي أريد أن أساعدك لكن عليك أن تسلّم نفسك أولاً |
| Eğer teslim olmayacaksan, kaybolmalısın. | Open Subtitles | إذا لم تسلّم نفسك عليك الاختفاء عن اﻷنظار |
| Unutma, parayı teslim ederken onu tutuklamamız gerekiyor. | Open Subtitles | تذكّر، علينا اعتقالها عندما تسلّم المال |
| Ya parayı teslim edersiniz yada kızınızın cesedini alırsınız. | Open Subtitles | تسلّم المال أَو ترفع الجسم عن بنتك |
| Eğer bombayla ölmediyse, eminim alıcıları, onun virüsü teslim etmediklerini öğrenir öğrenmez icabına bakarlar. | Open Subtitles | اذا لم تكن القنبلة قتلتها... فأنا متأكد أن المشترين اعتنوا بأمرها بمجرد أن اكتشفوا أنها لم تسلّم الفيروس |
| Bay Haggans sizden istediği malzemeyi teslim etmeye hazır olup olmadığınızı merak ediyor. | Open Subtitles | يريد السيّد (هاغانز) معرفة ما إذا كنت مستعداً بأن تسلّم اللوازم التي طلبها |