ويكيبيديا

    "تسمحين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izin
        
    • sakıncası
        
    • lütfeder
        
    • Alabilir
        
    • Bakabilir
        
    • Girebilir
        
    • müsaade
        
    • miyiz
        
    • edebilir
        
    • Oturabilir
        
    Rafine şeker yememe izin vermiyorsun. Kepekli makarnadan içim dışıma çıktı. Open Subtitles إنكي لا تسمحين لي بتناول السكر ولقد مللت من الباسطا البنيه
    Uslu olacağıma söz verirsem babamı görmeme izin verecek misin? Open Subtitles إن وعدتك بأن أكون مطيعة فهل تسمحين لي برؤية أبي؟
    Bir haftalığına kalmasına izin verdiğiniz bu kişilerle Floressa etkileşim halinde miydi? Open Subtitles يلتزمن به بشكل كامل و الناس الذين تسمحين بدخولهم لإجازة الأسبوع الكامل
    -Etrafa bakmamın sakıncası var mı? Open Subtitles هل تسمحين لو نظرت في المكان ؟ في الواقع أنا
    Sergiyi gezdirme şerefini bana lütfeder misiniz? Open Subtitles هل تسمحين لي بشرف مصاحبتك في ارجاء المعرض
    Pekala, buna başlamadan önce şu pulları Alabilir miyim? Open Subtitles قبل أن نبدأ كل ذلك هل تسمحين لى بالطوابع ؟
    - Bakabilir miyim? Open Subtitles ـ هل تسمحين ليّ ؟
    Anestezi uzmanı olarak çalışmama izin vermekle bir şey kaybetmezsin. Open Subtitles أنتِ لن تخسري شيئاً عندما تسمحين لي بالعمل كطبيب مخدّر
    Öyle bir kalınkafalının kızına kur yapmasına bile izin verilmemeli. Open Subtitles كيف تسمحين لشخص أحمق مثله أن يتودد إلى ابنتكِ حتى؟
    Belki güzel yerlerini size göstermeme izin verirsiniz o hâlde. Open Subtitles إذن ربما تسمحين لي أن أريك بعضًا من أروع أماكنها؟
    Yani, erkek arkadaşını destekledin kardeşinin garajında uyumasına izin verdin. Open Subtitles أقصد، أنتِ دعمتِ حبيبكِ تسمحين لشقيقك بأن يسكن في المرأب
    Anestezi uzmanı olarak çalışmama izin vermekle bir şey kaybetmezsin. Open Subtitles أنتِ لن تخسري شيئاً عندما تسمحين لي بالعمل كطبيب مخدّر
    Caroline Meade, kocana bu köle arttırması düşüncesi için nasıl izin verebilirsin? Open Subtitles سيدة كارولين ميد، كيف تسمحين لزوجك أن يقوم بهذا المزاد
    Eğer bir sakıncası yoksa sizi kontrol etmek istiyorum. Open Subtitles أريد فحص بعض الوظائف الحيويّة عندكِ لو كنت تسمحين
    - sakıncası var mı? - Buyrun, rica ederim. Open Subtitles هل تسمحين لى بشرف الرقص معكِ ؟
    Bu dansı bana lütfeder misiniz, hanımefendi? Open Subtitles هل تسمحين لي بهذه الرقصة، يا آنستي؟
    Bayan Tommasi, bu dansı bana lütfeder misiniz? Open Subtitles سيدة تومازي هل تسمحين لي بهذه الرقصة؟
    Cipslerini yemeyeceksen ben Alabilir miyim? Open Subtitles إن كنت لن تأكلي هذه الرقائق، هل تسمحين لي؟
    -Morluk olmasa da şuram ağrıyor. Bakabilir miyim? Open Subtitles لا أثر لكنني أتألم هنا - هل تسمحين ؟
    Evinizdeyken rahatsız ettiğim için üzgünüm, efendim. Lütfen Girebilir miyim? Open Subtitles آسفة على إزعاج منزلك هل تسمحين بالدخول ؟
    İzin veriyorsun diye seninle oynamasına müsaade edemezsin. Open Subtitles لا تستطيعين ذلك. إنه يخدعكِ، لأنكِ تسمحين له أن يخدعكِ
    - Seninle bir saniye konuşabilir miyiz? Open Subtitles هل تسمحين لي بالتحدث معك لمدة دقيقة واحدة؟
    Sence bu yaptığımı telafi edebilir miyim? Open Subtitles هل تظنين أنه بإستطاعتك أن تسمحين لي بإصلاح الوضع ؟
    Oturabilir miyim? Open Subtitles هل تسمحين لى بالجلوس؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد